Lise 3 e giden Kardeşime Tarih Öğretmeni Şark Sorununu sormuş, Kardeşim Şark , garp bunları biliyorsundur anlatmıştım yapmışsındır zaten dedikten sonra bana Şarkı sen anlattığın için değil Yüzüklerin Efendisinde "Beşinci günün şafağında beni bekleyin, şafakta doğuya bakın " sahnesi geldi o yüzden o aklıma gelmişti karıştırmadım ablam dedi...Bir Gandalf kadar olamadık ki sözümüz unutulmasın, bir Gandalf kadar olamadık 😊
“Şark ve Garp hesaplaşmasında, oltanın ucundaki solucan ölüsüne koşan avanak balıklara eş, çurçurlar zümresi içinde Abdullah Cevdet, üstelik sırtı dikenli ve dişleri zehirli bir topyekun inkâr ve Batı’ya teslim örneğiydi ve o kadar benimsediği Batı’nın hiçbir çilesini görmez ve hiçbir derinliğine inmez ve yalnız genişliğine birtakım kuru akıl hesapları peşinde gezer ve deri üstü sahte nispetler kurar, içini boğmuş ve bütün ulvî ses deliklerini tıkamış bir mizaç temsilcisidir.”
Necip Fazıl Kısakürek
Fikir, inanç ve medeniyet bakımından, öteden beri dünyamızı, sark-garp. (doğu-batı) diye ikiye ayırmak âdet olmuştur. Bu ayrım oldukça faydalıdır, gerçeklere uygundur. Bu ayrıma göre doğu inanç, batı ise düşünce dünyasını meydana getirir.
Hakim Bey, kitap düşmanı idi. Düşünceyi insan için lüzumsuz, hatta zararlı bulurdu. Kafasının bozulmamasını istiyordu. Gençliğinde okuduğu şeyleri de bir cemiyetin kefaleti ve vesayeti altında okuması, öğrenmesi lazım olduğu için okumuştu.
O, ortalama Müslüman Şark'ın, dinlenmek için aramıza gelip bizi metheden, methede methede anlatan
Şüphesiz mıknatıs gibi çekici bir şahsiyeti vardı. Mevlâna ile baş başa sohbetlerinde ona, menâkip kitaplarında nakledilenlerden çok başka şeyler söylemişti. Belki de hiç konuşmuyordu (Efláki. bir fıkrasında Şems’in herkes içinde söze karışmak âdeti olmadı ğını kendi ağzından söyler). Sadece mevcudiyeti ile, bakışları ile ve sükûtu ile etrafını
15 TEMMUZ
Bunları hatırlatmakta fayda var. Bilge lider Aliya İzzetbegoviç der ki " Unutulan soykırım tekrarlanır" yani unutmamalıyız. Ve ben de diyorum ki unutulan darbe girişimi de tekrarlanır. Biz o gün vatan ve millet için ya şehit ya gazi diyerek meydana gittik. Bize kısmet olmadı ama şunu gördük ki meydanlarda devrin ve şartların gereklerine göre davranan fırıldaklar; devlet adamları, siyasetçiler vs rüzgar ters yöne döndüğünde meydana indi. Biz Anadolu evlatları olarak ilk olarak inip meydanlar şov yerine döndüğünde terk etmiştik. İşte Anadolu'nun hikayesi Muhsin başkanın tabiri ile " Çilesini ben çektim, edebiyatını onlar yaptı" dediği gene aşikar olmuştur... Gün oldu devran döndü soytarılar, dönme dolaplar unvan ve mükafat aldı. Osmanlı'nın son iki asrı ve Türkiye tarihi bunlarla doludur. Türkiye'nin mukadder tarihi elbet değişecek; soytarı, mason tiplerden öz be öz Anadolu'nun has evlatları canlarını verdikleri gibi bir yerlere gelecektir. O zaman şark ve garp yeniden Türkiye yüzyılı ile şahlanacaktır. Vesselam. Allah şehitlerimize rahmet buyursun!