Çok sıcak bir anlatım yine Yaşar Kemal'den. Karakterler de hikaye de çekiyor insanı kendine. Benim dikkatimi çeken bir yer oldu. Üstat Yaşar Kemal Almancı Zelihayı konuştururken bir yerde:
Suyu götürdü, sol eliyle Zelihanın başını ardından destekleyip sağ eliyle de maşrapayı ağzına dayadı, kız suyu doya doya içti.
"Şimdi iyi misin?" "Çok iyiyim Hanım Teyzem, mersi." "Sana da mersi," dedi Melek Hanım, "çok mersi ki iyi oldun. Şimdi ben tavuklu pilavı pişireyim de, komşular sağ olsunlar, beni çok çok severler, hepsine candan mersi ki mersi. O kadar yol azığı hazırlamışlar ki bana, bir ayda bitmez. Burada, şu kasabanın kapı sında bir ay beklesek yeter mi yeter."
MERSİ dedirtir Zeliha'ya. Almanya'da uzun zamandır yaşayan hiç kimse mersi demez Danke der . Peki üstat neden böyle konuşturmuş olabilir.
Almanca yerine Fransızcası iyi olduğu için olabilir mi diye düşündüm. Ya da yurt dışından gelen olarak çevresinde daha çok Fransızcası olanlar çoğunlukta olmuş olabilir mi diye düşündüm. Yaşasaydı ziyaret eder kendisinden öğrenirdim bunu. Bu bir hata mı yoksa var mı bir sebebi diye.