ERMENEK DESTANI
Sayılmaz ki Ermenek’te kaleler, Solmaz burda mor menekşe, laleler, Yükseğinde halka olmuş haleler, Dumanlıdır Ermenek’in dağları. Uzanınca elma toplar ellerin, Üzümüne doyamaz ki dillerin, Estikçe hep ceviz çırpar yellerin,
SAATLER VE MANZARALAR Yahya Kemal BEYATLI Sütunların Dibinde Duâ Edenler Ayasofya’da, ikindiden sonra, yerle berâber ve yüksek merdivenli kürsülerden vaazeden dört vâizi kalbimin bütün samimiyetiyle ayrı ayrı dinledim. Fakat kalbimin bütün samimiyetiyle îtirâf ederim ki bu vâizlerin sözleri, İslâm’ı neşreden ilk âlimlerin sözleri gibi, âteşin
Reklam
Rainer Maria Rilke
Birinci Ağıt Kim duyar, ses etsem, beni melekler katından? Onlardan biri beni ansızın bassa bile bağrına, yiterim onun daha güçlü varlığında ben. Güzellik güç dayandığımız Ürkü'nün başlangıcından özge nedir ki; ona bizim böylesine tapınmamız, sessizce hor görüp bizi yok etmediğinden. Her melek ürkünçtür. Kendimi tutar bu yüzden, yutkunurum.
Çocukluğa Doğru
Köyümüzün en doruk dağ yamacına çıktım bir gün Baktıkça doyulmaz manzarasının güzelliğine Seyre daldım hayal dünyamda eski anılara Kazdıkça zihinimi, çocukluğumu hatırlamaya başladım Evvela yaşlı kara dut ağacını anımsadım Yaz günlerinin kavurucu sıcaklığı ortasında Uzun ve tozlu yaprakları arasından Büyük ve parlak siyah dutlarını arardık. Bir
Dilbilgisi adına; İsviçreli, İsveçli ve Sirilankalı bilim adamlarının -ki günümüzde onlara hem cinsiyet hem de farklı ırklardan olmalarını ifade etmek için: Bilim insanı deniyor.- yapmış olduğu, en güncel ve kapsamlı araştırma sonuçlarına göre; gece vakti, veda için en doğru "hoşça kal" sözünün "iyi geceler" değil "iyi cüceler" olduğu, tartışılması imkansız şekilde ortaya çıkmıştır. Gece, ışık az olduğu için insan gözü uzağı görmesi için kısıtlıdır ve tüm rüyalarını yakına sığdırmak için nesneleri küçültür. Bu durumda, rüyalarda gördüklerimiz cüceler olduklarından, onlara iyi niyet belirtmek gerekir. Bahçe cinleri konumuza dahil değil...
Senin gözün açık, kalbin uyuyor; benim gözüm uyuyor, gönlüme kapı açılmış! Gönlün ayrı beş duygusu var, gönül duygusuna iki cihan da pencere. Sen, kendi zayıflığınla bana bakma.. sana gece çağı ama o gece, bana kuşluk vakti. Sana zindan, fakat o zindan bana bahçe gibi. Meşguliyetin ta kendisi bana istirahat hali. Senin ayağın balçıkta, bana balçık gül kesilmiş .. sana yas, bana düğün, dernek davul zurna !Seninle yeryüzünde oturup duruyorum ama Zuhal yıldızı gibi yedinci kat göğün üstünde koşup durmaktayım. Seninle oturan ben değilim, benim gölgem. Mertebem, düşüncelerden üstün. Çünkü ben düşüncelerden, vesveselerden geçtim, onların dışında koşup gezmekteyim. Ben endişelere hâkimim, mahkûm değil. Usta, binaya hâkimdir. Bütün halk, endişelere, vesveselere mahkûmdur. O yüzden hepsinin gönlü hasta, hepsi gamlı, gussalıdır. Onların arasından çıkıp kurtulmak istersem kendimi mahsustan endişeli gösteririm. Ben, yücelerde uçan bir kuşum, endişe sinek! Sinek nasıl olurda beni elde edebilir? Ayakları kırık olanlar da benimle buluşsunlar, konuşsunlar diye göğün yücelerinden kasten aşağıya inerim. Aşağılık sıfatlardan usandım mı melekler gibi uçuveririm. Benim kanadım, kendinden çıkmadır. Vücuduma iki kanat yapıştırmadım ben. -Mesnevi
Mevlana Celaleddin-i Rumi
Mevlana Celaleddin-i Rumi
Reklam
63 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.