Seni birden hatırlarım akşamlar içinde
fevkalade tatlı bir sesin söylediği
şöyle kolay dokunaklı aydınlık ve temiz
gittikçe yakınlaşan bir melodi gibi
kalbim artık ürperen bir mandoline benzer
ne güzel şeydir seni hatırlamak
saçların örülmüş örülmüş olsun
ve beyaz ellerin geceye karşı çıplak
porselen tabakta yıkanmış kayısılar
yere düşmüş bir kitap bir şiir kitabı
içinde hürriyetten bahseden mısralar
insan bir düşünse ne çok şey bulabilir
hatırlamak gülmek ve ağlamak için
arzularımız nereye sürüklüyor bizi
neredeydik hangi rüzgara karıştık
ve şimdi ne tür manzaralar çekiyor
karanlık içinde açılmış gözlerimizi
saçların mutlaka örülmüş olmalı
mektepli bir kıza benzemelisin
aklında kimbilir kimden bir mısra
gözlerin nur gibi parlasın saadetten
Tabiatın sükuneti içinde,
Sessizce ağlayan bir nehir gibiyim.
Rüzgarın şarkısında kaybolmuş,
Bir yaprak gibi savrulup duruyorum.
Gökyüzü mavi, umut dolu,
Bulutlar dans ediyor yükseklerde.
Gözlerimde yansıyan bir dünya,
Yeryüzünün Lanetlileri Kitabına J.P.Sartre Yazdığı Önsöz
1961 TARİHLİ BASKIYA ÖNSÖZ
Jean Paul Sartre
Kısa bir süre öncesine dek yeryüzünün nüfusu iki milyardı: beş yüz milyon insan ve bir buçuk milyar “yerli”. Birinciler “Söz”e sahipti, ötekilerse bu sözü ödünç almışlardı. Bu ikisi arasında aracı olarak hizmet veren satılmış kralcıklar, derebeyler ve tepeden tırnağa sahte bir burjuvazi vardı.
Seni birden hatırlarım akşamlar içinde
fevkalade tatlı bir sesin söylediği
şöyle kolay dokunaklı aydınlık ve temiz
gittikçe yakınlaşan bir melodi gibi
kalbim artık ürperen bir mandoline benzer
ne güzel şeydir seni hatırlamak
saçların örülmüş örülmüş olsun
ve beyaz ellerin geceye karşı çıplak
porselen tabakta yıkanmış kayısılar
yere düşmüş bir kitap bir şiir kitabı
içinde hürriyetten bahseden mısralar
insan bir düşünse ne çok şey bulabilir
hatırlamak gülmek ve ağlamak için
arzularımız nereye sürüklüyor bizi
neredeydik hangi rüzgara karıştık
ve şimdi ne tür manzaralar çekiyor
karanlık içinde açılmış gözlerimizi
saçların mutlaka örülmüş olmalı
mektepli bir kıza benzemelisin
aklında kimbilir kimden bir mısra
gözlerin nur gibi parlasın saadetten.
Attila İLHAN
Muhteşem bir gecede sönen yıldızın
Simsiyah kokusunda yok olur gülüşün..
Sonra,duyduğum tüm sesler de siyaha çalar.
Bir melodi ararım seni yeniden doğuracak,ince ve dokunaklı..
Bulamazsam eğer...
Sevdiğim sevmediğim tüm suretleri cehennemin ta dibine yollarım o vakit..
Sen yoksan ve hiç olmamışsan ki bunun adı çılgınlık!
Ve gelmeyeceksen üstelik.. Ah ne saçmalık!
Bir dalga geçişin en hüzünlü durağında şuracıkta duruyorum demektir..
Yaşam hakkımı geri verebilmen ne mümkün?
Çünkü sen olmadıysan ve yoksan her şey yoksun..