Aşkı kaybetmenin kıyısında cebelleştim ben,
sonu hep yitik ve hep hüsran..
Ne geceler geldi geçti ay ve yıldızlar hep soğuk
Ne güneşler doğdu günün her sabahında içim hep buruk.
Sahi hiç olmayacak dimi kalbinde bir yerim
ve hiç elin elime değmeyecek biliyorum.
Gözlerinde kaybolan ruhum hep öksüz ve sen hep kör ve hep korkak kaldın.
B.M
dalgalanan denizde köpüren ruhumu hiç mi görmedin ???
bilmedin???
Artık 9 mayıs geldi ve geçti,
yaralarımızı kapatma vakti geldi.
Son kez bunu söyliyorum,
seni çok seviyorum.
Biliyorum affetmiceksin beni,
nolursun son kez sarsam seni,
tüm düşüncelerim kayıp gitti,
biliyorum artık bitti.
Zaman su gibi aktı,
bütün acılar canımı yaktı,
sana bundan bahsetmeliyim,
artık ben sensiz bir gemideyim.
Vedalar canımızı yakar,
kalbimizin oradan kan akar,
gözlerimiz birbirine bakar,
İşte bu kadar.
09/05/23
su
[geçen sene bu zamanlar yazmış olduğum şiir :) şarkıyı dinlerken, karaladım bir kaç satır. İnşaAllah beyenirsiniz 🌷]
youtu.be/T2TvI6dj9q0?si=...
Saat gece yarısını çoktan geçti ve herkes duygusal modu açtı
Benim kafamda ise o mahur beste çalıyor ;
Gece saat saat 12
Hırsızların tam vakiti
İçerden bir tıkırtı duydum
Anne kalk çisim geldi
Tin tırı ninini nini ni 🎶🎶
Zaman ağını örmüş sevgimiz zamana yenik düşmüş
Telli duvaklı geldiğin gün eskilerde kalmış
Yağmur güneşle beraber yağarken bir atın üstünde sen
Beyaz gelinliğinle yolları aşıp gelmiştin
Sana verecek temiz bir sevgim vardı
Aşkla dolan yüreğim seni bekliyordu
Biz yokluk içindeydik
Bu yokluğu düşünmeden gelmiştin gönlüne
Yıllarımız bu köhne
Bir ara Akasya Türkmen çalıştığım yere geldi ve ben onu arabasındayken tanıyamadım. Kapattığımız bir yere gelmişti. Uzaktan anlamadığım için kapalı olduğunu söylemiştim. Pencereden bakıp yönetime geldiğini belirtmişti. O zaman özür dilemeyi unutup tanıdıktan sonra açtım geçti. O gün bugündür fotoğrafını nerede görsem kadına ayıp ettim diye vicdan meselesi yaptım. Az evvel Instagram'da canlı yayınını gördüm ve durumu anlatıp kendisinden özür diledim ama oda olumlu karşılayıp "Ben oraya ilk defa gelmiştim. Gurbet ele gelmiş gibiydim. Kırk yer dolaştım yönetimi bulmak için. Sizde işinizi yapıyorsunuz. Estağfurullah" dedi. Ben bunca senedir güvenliğim bununla birlikte 30 yıldır İstanbul'da yaşıyorum böyle anlayışlı insanlar görmeye görmeye mutlu oldum. Başkasına yapsam ağzıma etmişti.
İster istemez " Jardin du Luxembourg " şarkısının sözleri geldi aklına:
Bir gün daha geçti
Aşksız
Bir gün daha geçti
Yaşamımdan
Luxembourg
Yaşlandı
O mu yaşlanan?
Yoksa ben miyim?
Bilemiyorum.
Michel Houellebecq
Muharrem Dayanç:
"Türk edebiyatında en çok ilgimi çeken bahislerden biri “yazarlar ve anneleri”dir. Konu bu kadar genel değil elbette bahsi biraz daha daraltarak söylemek gerekirse “küçük (hatta çocuk) yaşta annesini kaybeden yazarlar”dır. Başlangıçta Tevfik Fikret (12), Ahmet Hâşim (7), Yahya Kemal (13), Ahmet Hamdi Tanpınar (14), Ziya Osman Saba