... +85
Deveyi sağlam kazığa bağla sonra Allah'a emanet et.Önce çaba sonra muvaffakiyet.Önce emek sonra teslimiyet.Sahi,tevekkül diyip duruyoruz da ne kadar tevekkül ediyoruz ne kadar teslim oluyoruz.Allah'a ne derecede güveniyoruz.Güveniyorsak bu stres,iç huzursuzluk niye?Ne bu gelecek kaygısı,yarın endişesi.Çaba göstermek konusunda iyiyiz de ya çabamıza Allah'ı kefil kılmak kısmı? "Kim Allah'a tevekkül ederse O,ona yeter" "Onlar ancak Rablerine güvenirler" Allah'a kendisine güvenenleri sever" Bu ve bunun gibi ayetler gönlümüzü ferah tutmamız için yetmez mi? Sağlam bağladığımız devemize neden dönüp dönüp bakıyoruz.Velev ki çabamıza rağmen kaçmış olsun,hayırlısının bu olduğuna neden inanmıyoruz.Neden oturup bunlar başıma geldi diye sızlanıyoruz.Bilgi yetersizliğinden mi bilinç yetersizliğinden mi?Yoksa imanin 6 şartından biri olan kadere iman konusunda noksan olduğumuz için mi?
Hak
Gamlıdır ruhum, yasta... Gönlümde tüter aşkın sanki gonca, Haya etmez fani, hasta... Biter hasretim varınca Hak'ka... Sisli hava, gözüm görmezdi, Yolum aydınlattı, dilim söyletti... Varlığını gizledi, kalbim tastik etti, Akıl başa gelsin diye nice öğüt bildirdi... Hata ettim onca, tövbe kapın açık tut... Değilim ki ben ne İbrahim ne Lut. Öğütteymiş meğer kurtuluş, Aklın başa gele de öğüdü tut. Yarattı bedeni, koydu bir ruh, Eyleme beni iki cihanda güruh... Yönüm de sensin, yârim de, Nicesin geldi geçti de, bilmedi sulh... Senden geldim, sana döneceğim, Yaşadıkça seni söyleyeceğim, Ölüm gelecek, seven tutacak yas... Bilsinler; göçünce cani dünyadan O'na yürüyeceğim... -barbarknn
Reklam
Popüler saçmalıklardan çıkarımlar
Osman, çağırdığın kızlar nerdeler? Böyle bir seriye başlıyorum. Saçmalıklara hepimiz illaki bir yerde maruz kalıyoruz. Mesela ben aşağıdaki videoya geçen gittiğim yerdeki çocuk yüzünden maruz kaldım, çocuk videoyu kapatmadı ısrarla defalarca çaldı, anası babası elinden telefonu alınca çıldırdı filan 10 dakika maruz kaldık ortamı terk etmemek çok
İnsanlık Öldü! Uzatmaları Oynuyoruz!
________________________________ Pervasızca Saldırılar, Masum Canlar Sessiz Çığlıklar ________________________________ Bir zamanlar umutlarla dolu bir sahneydi dünya. İnsanlık, barış ve refah için çabalarken, geleceğe dair hayaller kuruyordu. Ancak bugün, bu sahne karanlığa büründü. Pervasız saldırılar ve zulümler, adeta bir kabusun gerçeğe dönüştüğünü gösteriyor. Sanki insanlık son perdesini oynuyor ve bizler sadece bu umutsuz uzatmaları seyrediyoruz. Yürüyüşler, mitingler, protestolar ve boykotlar... Hepsi insanlığın çığlıklarını duyurmak için çabalar olsa da, sonuç değişmiyor. Savaşlar ve vahşet devam ediyor, masum insanlar can veriyor. Dünyadaki bu cehennemi yaşarken, küçük küçük çocuklar bile umutsuzluğun gölgesinde büyüyor. Bu duruma seyirci kalmak utanç verici. Utanç verici çünkü bizler, bu vahşetin son bulması için elimizden geleni yapmıyoruz. Utanç verici çünkü dünyanın gidişatını değiştirecek güce sahibiz, ama cesaretimiz yetmiyor. Ne zaman uyanacağız? Ne zaman bu umutsuz uzatmaları sonlandırıp, yeni bir perde açacağız? Artık susmanın zamanı geçti. Artık harekete geçmenin zamanı geldi. Birlikte sesimizi yükseltelim, barış ve adalet için savaşalım. Gelecek nesillerin umutsuzluğa boğulmasına izin vermeyelim. Çünkü insanlık ölmedi, sadece yaralandı. Onu iyileştirmek bizim elimizde. Haydi o zaman, hep birlikte ayağa kalkalım ve bu karanlığı aydınlatalım!
Gün 🌙 dııın sevgili okuyucu Üç şeye dikkat et. Düşündüğüne, Konuştuğuna ve yazdığına. Bu üçü insanın kaderini belirler. İnanarak düşündüğünü, konuşarak kabul ettiğini, yazarak mühürlediğini mutlaka yaşarsın. Yaratım yasası gayet açıktır. Siz çok fazla karışık olmasını bekliyordunuz ama değildir. Sadece zihninizi ikna etmeniz gerekiyor. Bunun haricinde olan her şey insanın kendiliğinden meydana getirdiği karmaşadır. Kendinle ilgili inancını, kabul ettiklerini bir defa gözden gecir. Göreceksin ki inandığın gibi yaşıyorsun. İstemek ayrı, kabulleniş ayrıdır. Düşünceler aractır amac değildir. Düşünceler duygu durumunu ortaya çıkarır. Meydana getirdiğin duygu durumunu yaşamak için olayları belirlersin. Sen düşündüğün olayları kendine cekmiyorsun, duygu durumuna göre yaşayacağın ve karşılaşacağın olayları belirliyorsun. Şimdi bugün oturdun ve canını sıkan bir olay üzerine düşünmeye başladın. Bir saat sonra vaz gecip düşünmeyi bıraktın. Sen sanıyorsun ki bugün sadece o bir saatini kötü duygularla gecirdin böylece bir saatini heba ettin. Hayır yanılıyorsun. O bir saatte gelecek günlerde yaşayacağın olayları ve kişileri belirledin. Sürekli sizi aşağı çeken düşüncelerden uzak durmalısınız. Bu sizi paradoksa sokuyor. Sonra da herşey üst, üste geldi diyorlar..
46 / IAE
“Artık hiç olmadığın kadar varsın yüreğimde, Lakin öyle amansız bir sevda, Dermansız sızlamalar yoktur içimde. Umarsız sesin duyuluyor, Fütursuzca, adice edilmiş sözlerinde, Bir de umudumu boğan gözlerin, Görüyorum hala buğulu gecelerde. Yanıyordu belki de hala sigaram, Ya da gönlümden geliyor boğucu duman, Ne farkeder lanetler etsem geçmişe, Acılarımı unutturamaz gelecek zaman. Şimdi ise sensiz yolun belki de başı, Tan zamanı geldi, alıp gitmek lazım, Bitmez yoksa bu garibin savaşı. Durdum, Durmam dediğim her an durdum, Belki de son zerresi bu umudun; Döndüm ve belki son kez sordum, Öldüm de mi bitti bu aşk-ı zulüm, Ya da henüz başlamadı mı çilem be gülüm..
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.