Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Keman
 KEMAN Derin bir uykudan uyanır gibiydim. Gözlerimi açmadan evvel iyice kendime gelmeyi bekledim. Etrafa bakındım. Bulunduğum yer tanıdık değildi. Neredeydim? Ne olmuştu bana? Bir türlü çözemiyordum. Yattığım yatağın hemen yanı başında bulunan pencere bir koruluğa bakıyordu.  Ama ne ev ne de bu koruluk bana aşinaydı. Karnıma bir sancı girince
Bana söylediğin gibi benden sonra gelecek kişiye de "Onunla zorla evlendim. Hiç sevmiyordum. Evde bile durmazdim." diyebilecek misin?
Reklam
KLİMA
-Önüne bak lan! -Bakıyordum. -Ha bakıyordun ve bile bile çekilmedin yani yolumdan, öyle mi? -Yolumdan? Yada neyse boş ver ya. Öyle öyle. -Kabul de ediyor bak sen, öyleli böyleli konuşma bak benim asabımı bozma! -Bak dostum. Işıkların orada polisler duruyor. Burada bir arbede çıkartma öğlen sıcağında durduk yere. Ayarla navigasyonunu devam et yoluna. -Oğlum polis gelse ne olur? Sen neyine güveniyorsun da gider yapıyorsun bize? -Favori sorum da geldiğine göre bana müsade. Bak olay çıkacak, e çarşının ortasındayız yani demek istiyorum ki illa alacaklar karakola bizi iki saat dikecekler ayakta. Zaten klima da yok. -Klima da yokmuş. Aklı sıra bize ben karakola çok girip çıkıyorum ayağı yapıyor çakal. -Evet çok girip çıkıyorum, doğrudur. Ama benimki iş gereği. -Polis misin? -Polis olsam, ne diye polisten korkayım acaba? Gerçi sosyal bir devlette korkmam gerekirdi de neyse. -E nesin ya kardeş? -Defterdarım. -O ne iş yapıyor ki karakolda? Karakoldaysa o da polistir yani, bizi istesen tutuklayamaz mısın? -Yok benim sadece deftere isimlerinizi yazıp, aranızdaki en çok konuşanların isimlerinin yanına çarpı atma yetkim var. Mesela gidince sana üç çarpı atacağım. -Memur bey yapmayın, etmeyin biz bilemedik. Baştan deseydiniz. Kusurumuza bakmayın lütfen. -Olmaz öyle. Hiçbir şey yoksa bile bir memurun vaktini çaldınız. -Yemin ederiz, bir daha olmayacak polis bey. -Yok yok. Öyle kolay sıyıramazsınız. Haftaya velileriniz gelecek. Özellikle seninkiler kesin gelecek. -Tabii efendim nasıl buyurursanız da şimdi yaşlı başlı insanlar. Bu sıcakta Allah korusun. -Peki bizleri sizin gibi denyolardan kim koruyacak? -…
Nasıl güzel bir şiir :)
hayatımda ilk kez biri bana “kendine çok dikkat et” dedi. anlamış onun kalbini taşıdığımı herhalde… rastgele, yürürken aklına geleyim sızlasın için… zaman sen olmayınca geçmiyor, sen olunca da yetmiyor…
Budala
Dostoyevski Budala romanında der ki; "Bu devir, sıradan insanın en parlak zamanı; duygusuzluğun, bilgisizliğin, tembelliğin, yeteneksizliğin, hazıra konmak isteyen bir kuşağın devridir." 1868 yılında romanında yaptığı bu toplum eleştirisi günümüz için de ne kadar geçerli değil mi? Düşünce, üretim pek çoğumuzun umurunda değil, idealler ve prensipler ise yok olmaya yüz tutmuş durumda. Umut yeşerten birinin ağaç dikmesi bile alay konusu oluyor: "Yahu bu ağaç büyüyünceye kadar yaşayacak mısın?" Oysaki o iki fidan, umutsuzluktan kaçıp, gölgesinde serinleyebileceğimiz koca bir ormana dönüşebilir. Kaldı ki ağacı diken kişinin odağı, ağaçtan toplayacağı meyvede değil, bunların çok ötesinde kolektif bir fayda oluşturmaktır. Ve bu öyle bilgece bir tutum gerektirir ki, anlaşılmaması normaldir. Birileri yüzyıl sonrası için adımlar atarken, çoğu kimse günü bitirme, tüketme derdinde. Artıların eksilere rağmen ayakta kalışına şahitlik ettiğimiz bu dönemde sizce biz ne taraftayız; Tüketen, eleştiren, bireysel fayda odaklı mı? Kolektif fayda üretme odaklı mı? Bugün bunları düşünsek mi ne dersiniz? Bence dünyaya, bu kadarını borçluyuz. Görsel: Facebook/Nazım Hikmet Sözleri #Dostoyevski #Budala #Sıradanlık #Gelecek #Farkındalık
Bugün, tam 3 kuş gömdük. Bahçemize yuvası dağılarak düşmesi daha olası, daha tüyleri dahi çıkmamış, tam 3 yavru kuş... Tuhaftır, güzel bir tevafukatın üzerine geldi. Gömdüğümüz yerin baş ucunda bulunan duvara, çamura bulanmış eller ile الله yazdık. Elif'i
be.mesûffe
be.mesûffe
'ye, Lamları
Derya
Derya
'ya, Hû'su ise bendenize ait.. Ölüm,
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.