Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Seni töre, gelenek, toplum kandırıp inanmana itaat biat etmene koşullandırdı ve programlandı! Şimdi sen bu aldanışını ilahi bir misyon olarak mı görüyorsun?
"Êzîdî Kürtlerin mezarlıklarına gittiğinizde, mezar taşlarına asılmış örülü saç demetlerini görürsünüz. Başlangıçta şaşkınlıkla karşılayıp, pek anlam veremediğiniz bu durum, aslında Kürtlerde çok köklü bir yas geleneğidir. Yine aynı şekilde kadınların yıllarca giydiği ‘’siyah yas elbiseleri’’ gibi… Bir ailede çok sevilen ya da daha ömrünün baharında dünya zevklerinden mahrum kalmış, muradına ermemiş gençler öldüklerinde, yas tutmanın sembolik görüntüsü olarak, kız kardeşleri ya da sevdikleri kendileri için en kıymetli olan şeyi; yani örgülü saçlarını kökten keserek, mezar taşına bağlarlar. Bu davranışla yaşamı onunla tanıdığını, onun gidişiyle de yaşam kapılarını tümden kapattığı anlamına da gelen bu inanış, töre Êzîdî Kürtlerde aile ve sevgi bağlarının ne denli güçlü olduğunun da göstergesidir." Nedensizce bu gelenek hep ilgimi çeker ve bence çok da kutsal bir gelenek , bende geleneğe uydum. Saçımla birlikte geride yüreğimden de bir parça bırakıyormuşum gibi hissettirdi , sonrasında saçımdan kendi rızamla ayrılmış olmanın verdiği büyük pişmanlık... Ama daha güçlü hissediyorum. Sözümü dinlemeyen yüreğime sessiz bir başkaldırıydı.
Reklam
“Demokratik hak ve özgürlüklerini, töre, gelenek,aile baskısı,din,dil,ırk gibi sebeplerden dolayı kullanamayan kadınlara,çocuk gelinlere,aile içi psikolojik ve fiziksel şiddete maruz kalan, şiddet ya da şiddeti besleyen sebeplerle ölümle sonuçlanan hayatlara saygıyla...” #8M2023
Ne yapmalı ?
Türklerin İslamı Kabulü
Türklerin İslamı Kabulü
eserini okumamın ardından bende oluşan sonuç fikir şöyledir. "Akıl ve tecrübe Türkler'de Töre'yi yaratmıştı. Din olgusu ise Töre'nin altında bireysel bir inanış meselesiydi. İslamiyet olarak benimsediğimiz anlatı ise kendi anlayışımıza uygun dönüşmüş islamdı. Ancak uzun asırlar süren etkileşim bizi Arap gelenek ve anlayışına yaklaştırdı. Bu yaklaşmayı son kıran kişi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'tür. Amacımız; özümüze bakacak, akıl, bilim ve tecrübeyi kullanacak, insanı merkeze alacak anlayışı, Türk insanına benimsetmek olmalıdır."
Kast, Orta Çağ’da, özellikle Hindistan’da geçerli olan ve Hindu felsefesi, din, töre, gelenek ve mesleki ayrımlara dayalı bir tabakalaşma biçimidir. Hindistan’dan başka tüm Uzak Doğu toplumlarında da görülebilen ve Asya’nın kolonileşmesi sırasında İspanyol gemicilerin bu toplumsal kuruma verdikleri isimdir. İspanyolca’da Kast “tür” veya “akraba grubu” anlamına gelir. Diğer taraftan, Hindistan’da Sanskrit dilinde Kast kelimesinin karşılığı “varna”dır ve “renk” anlamına gelir.
Vicdan Ve Gelenek
Geçmişten günümüze , hatta gelecekte bile sürüp gelen manevi değerlere gelenek olarak atfedilir.Burada değineceğim husus , geleneğin insanların üzerindeki vicdanın yumuşak karnını bulmak.Başta gelenek dikişsiz bir kumaşa elbise dikmek gibidir , acımasızlığın töre olup geleneğe entegre olması ağabeyinin yanında kaderi ona bağlanmış kurbanlık kız kardeşi.Güçlünün sözlü kanunu , geleceğe taşıması, gelenek vicdanın üstünde bir yüktür. Tahtsız-lığımızın üstüne bahtsızlığımıza kurulması ,gelenek davullu, zurnalı küçük bir bedenin beyazının karasında, küçük bir kız çocuğu .Bütün türküler kederli, yüzü dargın bir çocuk, etrafında cehennem zebanileri, benim bütün memleketimde ki kız kardeşlerimin ,erkeklerin elinde hayatlarının dolaşması.Bezirgan sultanlığında ,köle yapılmış kız kardeşlerimin, kanlarıyla inşa edilmişse gelecek ,yüzyıl geçmiş yüzyıl gelecek, safım kardeşlerimin yanında vicdansızlığı katledip ölmek.  Neek
Reklam
Bu topraklarda hâlâ ailenin kutsal olduğuna dair güçlü, yıkılmaz, adeta tabu olan bir inanç mevcut. Gelenek, görenek, töre, din, siyaset bağlamında aile dokunulmaz statüsünü hâlâ koruyor. İktidar her devir aileye sırtını yaslıyor. Oysa aile karmaşık, çapraşık ve ölümcül bir hikâye benim için.
Polat Özlüoğlu
Polat Özlüoğlu
Ahlak mı, Etik mi?
Ne fark eder, aynı şey değil mi? Hayır, değil. Anlam ve kapsam olarak birbirine çok yakın olmakla beraber aynı manada kullanılamayacak kadar da fark var bu iki terim arasında. Bu alanda kalem oynatan, fikir yürüten insanların birçoğu etikle ahlakı aynı manada kullanmaktadır maalesef. Hatta çoğunluk etik kavramını ahlaka tercih etmektedir. Oysa
58 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.