"Miles," dedim gülümseyerek, "bana âşık olmuşsun gibi bakıyorsun.
Kafasını salladı. "Sana âşık olmadım, Tate. Sana uçtum."
Beni kendisine doğru çekip şimdiye kadar bana veremediği tek parçasını verdi.
Kalbini.
"Ya biri sana o geceyi hafizandan tamamen silebilecek lerini, ama bu sırada bütün güzel şeyleri de silmek zorunda olacaklarını söyleseydi? Rachel'la olan bütün anlarını. Her kelimeyi, her öpücüğü, her seni seviyorum'u. Ne kadar kısa olursa olsun, oğlunla geçirdiğin her anı. Rachel'ın onu kollarında tuttuğunu gördüğün ilk anı. Onu tuttuğun ilk anı. Ağladığını ya da uykuya daldığını gördüğün ilk anı. Hepsini. Sonsuza kadar sileceklerini. Biri sana çirkin şey lerden kurtulabileceğini, ama diğer şeyleri de kaybedeceğini söyleseydi...bunu yapar mıydın?"