Düzyazı şiirinin romanı, lirizm, tutku, aşk ve zıtlık... Aşka dair ne ararsanız var bu romanda ki benim hayatımda okuduğum en güçlü ve bir o kadar da hüzünlü aşk hikayesi olabilir Merkez İstasyonunda Oturup Ağladım. Aşka yüklenmiş bu denli derin bir anlam, anlatım, ruh hali...
Elizabeth Smart, sadece şiirlerini okuyarak bir şaire, George Barker 'e aşık oldu ve böylece yoğun, trajik bir aşk hikayesi başladı. Barker evli olmasına rağmen ilişkileri devam etti. Kitapta monolog halinde anlatılanlar bu aşkın Smart'ta bıraktığı güçlü izler. Adeta yazarın kalbine doğru bir iç yolculuk yapıyoruz yani. Smart'ın 'ölüm kadar güçlü' olarak nitelediği aşk, onun hayatındaki en motive edici güçlerden biri, hatta sanki sadece tek motive edici güç gibi. Dünyanın geri kalanından izole olacak, bu aşk rüyasının trajedisinde boğulacak, dünyevi varoluşundan kopacak kadar güçlü bir aşk. Kesinlikle edebiyatın sınırlarını zorlayan, kült bir eser Merkez İstasyonunda Oturup Ağladım. Çok sevdim. Aşırı ama.
..