Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Okumanın Derinliği!
Okumak... Kitapları, hayatı, insanları, doğayı, sistemi, kendimizi okumak... Okumanın farklı şekillerde tanımı yapılabilir. Görecelidir, diğer çoğu şey gibi. Okuma, denilince akla ilk gelen roman, hikaye şiir vb. yani kitap okumaktır. Kitap okumanın önemi başlı başına konuşulması gereken bir konudur. Üzerine düşünülecek, tartışılacak çok şey vardır. Ama bizler bu yazımız da okumaya farklı bir açıdan bakalım. Bizler gerçekten okuyor muyuz? Kitap okuma açısından düşünürsek, ülkemizin geneli okumaya çok uzak düşüyor. Ve bu toplumumuzda, büyük bir sorun olarak kalıyor. Peki bu sorunun yanında diğer şekillerde okuyabiliyor muyuz? Mesela hayatı... Hayatın anlamının, ölüm ve yaşam arasında ki bi yandan dengesiz, diğer yandan uyumlu bağının farkında mıyız? Mesela insanları... İnsanın uçsuz bucaksız psikolojik derinliğini, hissettiği inişli çıkışlı bütün duygulanımlarını, yaşamın içinde insanın önemini okuyabiliyor muyuz? Mesela doğayı... Doğanın bizlere ders verecek nitelikte olan içinde barındırdığı gizemlerini görebiliyor muyuz? Mesela sistemi... Sistem adı altında insanların, insanı insan yapan özelliklerinden uzaklaşıp, birer çalışan robotlaşmaya doğru gittiğinin bilincinde miyiz? Ve kendimizi... En önemli bulmamız gereken okuma, kendini okumak... Bir insan kendini gerçekten okuyabilip, tanıyabilirse bütün bu soruların cevabını bulabilecektir. Ne kadar doğru cevaplara ulaşmak için, doğru soruların sorulması gerekiyorsa; bir insanın hayatı, insanları, doğayı, sistemi okuyabilmesi için öncelikle kendisini okuyabilmesi gerekir... Kendinizi okuyabilmeniz dileğiyle, İyi geceler dileriz... #ferfecirtoplulugu
Michel Foucault, Özne ve İktidar, OMNES ET SINGULATİM: SİYASİ AKLIN BİR ELEŞTİRİSİNE DOĞRU Modern kültüre özgü görünen ve kökeni Aydınlanma'da bulunan rasyonalizm türünü mü sorgulayacağız? Bence Frankurt Okulu'nun bazı üyelerinin yaklaşımları bu doğrultudaydı. Benim amacım onların çalışmaları hakkında bir tartışma başlatmak değil; zaten onların
Reklam
Dört mevsime bürünen dünyada tüm canlılar biz insanların tasarrufuna verilmiş. Tüm kainat günlük, aylık, yıllık; asırlardır bizler için dansedip durmakta. Güneş her yeni gün sıkılmadan, tebessümle tepelerin ardından parmak uçlarında yükselirken, rüzgarlar balerin edasıyla ordan oraya süzülmekte, kuşlar tüm gün güzel şarkılar yüklü paraşütlü radyo
İLK AVRUPALI BUDİST SCHOPENHAUER
Herkese iyi akşamlar hatta iyi geceler. Kendi OHAL'imizi ilan ettiğimiz şu günlerde sanal aleme olan aidiyetimiz ve bağlılığımız da kaçınılmaz oldu. (Sanki az bağlıydık) Neyse yarın sitenin çok okunan az anlanan felsefecilerinden Arthur Schopenhauer'ı https://1000kitap.com/Satansdiary ve
Uğur Karabürk
Uğur Karabürk
ile naçizane
  Sorularla Risale DÖRDÜNCÜ BÖLÜM 4. BÖLÜM
Bir kaç konu ve Biz
Her şey de kusursuzmuş gibi yaşayıp kusurlarımızı da öyle görmezden gelebiliyoruz ki, bir ben melek, herkes şeytan diye baktığımız hayatın bir sonraki zaman dilimlerinde görüyoruz ki; aslında, ne kadar acizmişiz. En büyük şansta geçte olsa, gerçekleri görebilme imkanı bulabiliyoruz. Gercekten görebiliyor muyuz? Nasıl önlemler alıyoruz?
12 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.