Bir kez daha dehşete düşerek hep kendimizi beğenmiş bir şekilde ruh, tin, duygu ya da acı diye adlandırdığımız şeylerin aslında ne kadar zayıf, sefil ve cansız unsurlar olduklarını ve bunların hiçbirinin, en kötüsü olsalar bile acı çeken, ıstırap içinde olan bir bedeni tümüyle yok edemeyeceklerini anlıyorum. Çünkü bu anları atlatıp yaşamaya devam ediyoruz, kallbimiz atmaya devam ediyor ve ölmüyoruz, yıldırım çarpmış bir ağaç gibi yere devrilmiyoruz.