Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sür gemini kaptan, meçhule doğru Tek kişilik biletim var, sorma soru Bana bir çay getir, rengi kopkoyu Varıp gidelim, sonsuzluğa doğru. Benim bir derdim vardı kaptan, dertten büyük Sen sür gemini, derdinle, bölük bölük Bazı demler olur ki, rıhtımda bir körük Dağlar beni, bazen büyük, bazen de küçük Meçhul ne uzakmış, sonsuzluk gibi Yokmuş bana yar, dertlerim gibi İçime işlediğim, sessiz bir ağ gibi Sür gemini kaptan, deli bir rüzgar gibi Sen sür gemini, ben ölümü anayım Sen dön geriye, ben meçhule varayım Sen var limana, ben orada kalayım Sen ağla ardımdan, ben yalnız ağlayım Son günüm yaklaştı kaptan, oh ne güzel Ne gemi kaldı ne deniz, kalan seccadem Siz ağlayın gökler, ağlayın hep tel tel Sen sür gemini, ben yoluma varayım kaptan.
Yarımdır gözlerin, gözyaşı olmadan; Olgun değildir ormanın rutübeti. Açıyorsun ellerini; karanlığın düğümü çözülüyor. Gülümsüyorsun; işâretler dizisi titriyor. Bakıyorsun; hayran ediyor yüzünün olgunluğu. Gel, birliktelik yolundan gidelim. Sürüngenler uykuda. Ebedîyet kapısı açık. Çıkalım gün yüzüne. Bırakalım gözleri; âşinâlık mehtâbı indi çünkü. Kaybedelim dudakları; ses zamansız çünkü. İçilelim ağaçların düşünde; yeşermenin görkemi bizden geçiyor çünkü. Rüzgâr kırıyor. Gece durgun kalıyor. Yitiriyor orman çırpınışını. İşitiyoruz uyum gözyaşının coşkusunu. Ve sonsuzluğa doğru gidiyor bitkilerin özsuyu.
Sayfa 122 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Biz
Akıp gitsin zaman yalan deryalara Biz tersine akıp gidelim tarihin en mutlu yüzyılına Bir daha dönmeyelim lanetli 21. yüzyıla Bu hayat; Kimine sonsuzluğa giden yol Kimine ise yolun son durağı Biz Varoluş felsefe ikileminde Sonsuzluğun esrarengizinde Özgürlük realitesini tartışalım Yerin yedi kat dibinde karanlık zindanlardan özgürlüğe uçalım Bütün korkularımızı uçurumlardan atalım barbarca bir intihar olsun Fırat-Dicle olup delice tutuşalım el ele Akalım Ortadoğu'nun ateş çemberine Bir çocuğun ağlayış sesiyle gökyüzünü yırtalım Yine Nuh'un tufanı kopsun ... M. Rıdvan ÇALKA
Hayatıma biri gelecek, onunla huzur evi ziyareti yapıcağız. Kır pikniği yapıp, birlikte okuduğumuz kitaplarların cümlerinin altını çizip, kahvemizi yudumlayacağız. Bisiklet turu yapıcağız mesela. Ama şu an yok. Olmamasının özel bir nedeni de yok. Aşk acısı da çekmiyorum. Yani hayatıma bazen almak istediğim insanlar oluyor elbet fakat olmayacağını gördüğümde dur diyorum, orada dur. İki tarafın daha çok zarar görmemesi için kapatıyorum konuyu. Zaten onlar da dünden razıymış gibi hayatlarına bakıyor. Bu da zaten üzmüyor. Uzun zamandır birinin elini tutmuyorum sokakta. Uzun zamandır yaslamıyorum başımı omuzlara. Uzun zamandır bakmıyorum birinin gözlerine aşkla. Uzun zamandır "yemek yedin mi, havalar soğudu sıkı giyin, rüyanda bizi gör" gibisinden cümleler sarf etmiyorum kimseye. Çevremdeki, konuştuğum insaların hepsi evlendi. Belki çocuk sahibi bile oldular ama olsun, mutlu olsunlar. Her zaman savunduğum bir cümle vardır. "Kalp kapısı öyle kolay açılmaz herkese" diye... Yani belki diğer insanlar gibi çok çabuk birini alamıyorum hayatıma ama yine de böylr iyi diyorum. Bu durum bana bir şey kaybettirmiyor ama kazandırmıyor da. Olsun, bu arafta devam ederim ben. Neyse hayırlısı diyelim. Fakat hayırlısı demekle de olmuyor bu işler. Yine neyse diyelim. Bir gün mutlaka kesişir yolumuz. İşte o zaman değerimizi bilmeyen o insanların biletini kesip dönüşleri olmamak üzere onları sonsuzluğa uğurlayacağım. SEVGİ EMEK İSTER. O SEVGİYİ BÜYÜTMEK YÜREK. İNSANDA YÜREKK YOKSA, DİLİ SEVİYORUM DESE KAÇ YAZAR. PEK BİR ŞEY YAZMAZ, ATLA GİDELİM UYKUYA. GECENİZ GÜZEL OLSUN 🥀🌙
Çocuklar ağlıyor dünya ve insanlık sadece izliyor televizyonlardan. Yıkık dökük virane bir şehrin camları kırık, duvarları delik deşik olmuş binalarının bulunduğu, trafik lambalarının artık yanmadığı gecelerini kurşunların ve silahların aydınlattığı şehrin sokağında bir çocuk ağlıyordu, babasının yanı başında. Henüz 3-4 yaşlarında, tek
Gün gelir..
Kara zift çekilmişti sanki yüreğimin zeminine Düşler falakaya yatırılmıştı gecenin tenhalığında.. Daha bir sıcak geliyordu toprak sevdası Toparlan yüreğim; gidelim buralardan.. Bırakalım dünyayı insanlara.. Açılalım sonsuzluğa.. Yığın yığın gelirken duvarlar üstüne Sıcak gözyaşları dökülür kalbinin odacıklarına.. Gün gelir nefret edersin tutulamayan ellerinden.. İsyan edersin gidemediğin mesafelere.. Yenik düşersin içinde kopan çığlıklara.. Dağılırken sisli dağlarda zifiri düşünceler Dönüşür naif heyecanlar karanlık acılara.. Tükenmeyen sevgi çoktan dönüşür tatlı ürpertilere.. Uyanmak isterken ıhlamur kokulu günlere Telaşlı sabahların hüznüyle uyanırsın yeni güne.. (Hüzün Eğrisi)
47 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.