Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Maksatları Arapçadan yani dinden gelen kelimelerden kurtulmaktı. Dinden korkuyorlardı. Sonradan yavaş yavaş anlaşıldı ki, bu öztürkçe-yoztürkçe yoluna koyulanlar, dinsiz, Allahsız adamlardır. İşte bugün, bu yoz Türkçe yolunun kolbaşılarından biri olan Nurullah Ataç, dinsiz, Allahsız, imansız olduğu için Nurullah ismini kat'iyyen kullanmıyor. Niçin? Nurullah kelimesi Allah'ın nuru manasında olduğu için!.. Adam bu gerekçeyle ve Ataç soyadıyla yazıp çiziyor. Geçenlerde bir yazısını okudum. Diyordu ki: "Türkiye'nin kalkınması, çağdaş medeniyet se viyesine ulaşması için çocuklarımıza Latinceyi çok iyi öğretmeliyiz. Ancak o zaman kalkınabiliriz" Bu çok yanlış bir görüş. Bir milletin kalkınması için Latince bil mesine gerek yok. İşte Sovyet Rusya! Adamlar aya füze gönder diler. Bu başarıya, okullarında Latince öğreterek ulaşmadılar. İlim adamlarıyla, teknik adamlarıyla aya gittiler. İşte Japonya! Adamlar kendi dilleriyle eğitim yapıyorlar. 100 civarında üniversiteleri var. Japonya da ilim adamları yetiştirerek yani ilme ve tekniğe önem vererek ilerliyorlar.
Serdengeçti Geldi Geçti
Serdengeçti Geldi Geçti
cok guzel bir hikaye
Aşk Beklemeye Gelmez Üniversiteli delikanlı Kolejli kıza Bir voleybol maçında rastladı. okul salonundaydı maç, tribünsüz minik bir salondu. Seyircilerle Oyuncular arasında Sahanın çizgisi vardı Sadece. O kadar yakındılar, Delikanlı bu tatlı, bu güzel, Bu dünyalar Şirin’i kızı ilk defa görüyordu takımda. Hoşlandığını fena halde hoşlandığını
Reklam
O Mahur Beste Çalar Müjganla Ben Ağlaşırız...
Çocukluk arkadaşımla, uzayan bir gecenin sarmalında geçmişten bugüne yaşanmışlıkları, öfkeleri, hüzünleri, pişmanlıkları konuşuyorduk… Dertleşme daha doğru bir sözcüktü galiba… Fonda o güzelim “Bir Mahur Beste” çalıyordu… Sacit birden “bu şarkının hikayesini biliyor musun?” diye sordu… “Büyük şair Attila İlhan'ın şiiri işte, Ahmet Kaya'da şahane
Hangi cebini karıştırsan yalnızlık!                                        Turgut Uyar İnsanın içine dağlar sığarmış meğer. Sadece sığmakla kalmaz, sıra sıra dizilip nefesleri kesermiş meğer. Şuncacık kalbe, buncacık zihne o koca dağların yer etmesi kolay mı? Yer ettikleri gibi bir de sığmaları kolay mı? Nefes alırken bir yandan da boğulmak ne
Aracılık Şirki Hakkın da...
Rabbim hakka gönlünü açanlardan eylesin. Unutmayın ki bu gün ŞİRK eskiye nazaran daha da süslü gösteriliyor müslümanlara. Fatiha Sûresinde dediğimiz gibi: İyyâ kenağbudu ve iyyâ kenastâin derken (ancak sana ibadet eder ve ancak senden yardım beklerim) diyoruz bu tevhidin özüdür, aslıdır, ve tevhidin tâ kendisidir. Rabbimiz bize şah damarımızdan
Sabret; çünkü Allah iyi davranan ve işini güzel yapanların ecrini zâyi etmez.
Hazreti Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: “Yanıma bir kadın girdi. Beraberinde iki kız çocuğu da vardı. Bir şeyler istedi. Aksi gibi yanımda bir hurmadan başka bir şey yoktu. Onu verdim. Kadın aldı ve ikiye bölerek kızlarına taksim etti. Kendine pay ayırmadı. Çıkıp gittiler. Arkadan Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) girdi. Durumu ona anlattım.
Reklam
Ders alınacak bir hikaye...
"Belh’in meşhur velisi Hatem-i Esam, hacca gidiyordu. Hanımına teklifte bulundu: Hanım, ne kadar nafaka bırakayım sana ben gelinceye kadar? Tevekkül ve teslimiyet timsali hanımın cevabı ibretliydi: -Ne kadar yaşayacaksam o kadar! Hanım senin ne kadar yaşayacağını ben nerden bileyim?.. Öyle ise dedi, benim nafakamı ne kadar
Hz. Peygamberimiz Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) Bir bir gün mescidi nebeviye giderken, yolda ezân ile dalga geçen yahudi çocuklarını duydu. Aralarından birinin sesi çok güzeldi ve o ezânı ağzını eğip bükerek söylüyor, diğerleri de ona gülüyordu. Bizler olsak ne yapardık bu durumda? Şiddet, hakaret... Allah Rasûlü Aleyhisselam
966 öğeden 641 ile 650 arasındakiler gösteriliyor.