”Çocuk sahibi olmak her zaman keyif vermiyor insana. Ama seni ne kadar hayal kırıklığına uğratsalar da onları yine seviyorsun. Ne pahasına olursa olsun, onlara yardım ediyorsun, (…)
Lotte çareyi piyanonun başına gitmekte buldu ve çaldığı şarkıya yumuşacık bir sesle hoş bir melodi mırıldanarak eşlik etti.
Dudakları hiç bu kadar büyüleyici görünmemişti bana; sanki susamışçasına aralanıp o güzel melodinin seslerini yudumluyor, sonra bunlar piyanodan dışarı akıyor ve o güzel ağzında gizemli bir aksisedaya dönüşüyordu -Ah keşke anlatabilsem sana bunları! -
Daha fazla dayanamadım ve eğilip yemin ettim: Üzerinde meleklerin süzüldüğü bu dudaklara asla bir öpücük kondurmaya kalkmayacağım!
Huzurlu günleriniz olsun... Bugün sizlere; yazar Mehmet Zeki Alp'in yazmış olduğu, @herdemkitapyayin bünyesinde çıkan "Laos'un Mührü" kitabının yorumu ile geldim...
Zao'nun dünyasına 4 saf ırk hakimdi; İnsan, Heçrok, Kahip ve Nanorf... Her birinin de kendisine özel güçleri vardı; insanlar mühürler ve çemberlerle
Pandeminin hemen öncesiydi ve derslerde uzun uzun Faust'u konuşurduk. Derken internette kitabın tanıtım bültenini ve arka kapak yazısını okudum. Büyük bir merakla alacaklar listesine ekledim ve müsait olduğum şu tarihlerde sipariş edip, bir kaç solukta okudum. Kitap iki anlatım şekliyle Melodi hikaye kişisinin ağzından ve yazarın ağzından kaleme alınmış. Doğrusu benim bu kitabı isteme ve merak etme sebebim Faust gibi ruhun şeytanla alış verişi üzerine bağlamasıydı fakat kitapta sadece bu noktada kalmış. Yani özür dileyerek bir Faust derinliği aradım fakat Cin Ali sığlığında genç birey, Wattpad kitapları konumunda kalmış desem (çok fazla özür dileyerek) yeridir. Hikayede devamlı, özellikle Hünkar bölümlerinde bir tekrar olduğu açıkça ortada. Hünkar'ın bölümünde kurulan tek cümle "Melodi iyi kazanç sağlıyor, tabloda ki gizemli masum kız" bunun dışında Melodi ise bir express trende seyahatte gibi hızla derinliksiz ve anlamsız bir turnede bize anlatırken hikaye ve kitap bitiyor. Eğer vaktiniz çok bol ise bir ara bakın kitap kurtları.