Keşke ara ara kapsamlı bir tadilata girişsek benliğimizle. Keşke daha fazla ertelemeden ve samimiyetle bakabilsek içimize. Oradaki yanlışları, hırsları, kabuk tutmuş yaraları, tamahkârlıkları tek tek bulup ayıklayabilsek
Hazmedememişti bu ihaneti. Sevip de kandırmayı. O güne dek bilmezdi, birine bütün kalbinle muhabbet besleyip yine de onu incitmek istemenin mümkün olabileceğini... Sevginin ve aşkın karmakarışık halleri üzerine aldığı ilk hayat dersiydi bu.
Orada bırakacağım onu. Evimdeki bir odada. Ne uzak ne de gereğinden yakın. Dört duvar arasında, yüreğimdeki bir kutuda duracak; ne sevmekten ne de nefret etmekten vazgeçmediğim...
...fakat, bütün hataları ve yıkımları tek bir şahsiyet üzerine yıkmak ne kadar doğruysa, böyle şahsiyetleri kahraman yapmak da o kadar yanılgıya düşmek sayılmaz mı???
Kendisini aldatanlara karşı bir ölü gibi davranarak, kendisine de doğduğu ülkeden müebbet sürgün cezası vererek, acılar içinde geçen uzun bir yaşamın gerçeği...