İnsan, dünyaya rağmen şiirler dünyaya karşı koyuyor.
Hayat herkesi kırar ve sonrasında çoğu o parçalanmış halleriyle daha güçlüdürler.
Reklam
İnsan, hikayesine sarılmalıdır.Doğduğu eve, özlediklerine, şaşkınlıklarına, ilk kavgasına, kusurlarına ve duygularına sarılmalı.Bize anlam katan, yaşadığımızı hissettiren, bu sonsuz evrende anlık da olsa yaşam belirtisi göstermemize imkan sağlayan hikayemiz bizden geriye kalacak tek şeydir.
Her şeyi şakaya vuran, tüketerek sürekli eğlenmek isteyen, yalnız kalamayan ve hüznü reddedenlerin yüzleşmekten çekindikleri derin korkuları vardır.Bu korkuları bastırmak için bitimsiz bir haz arayışı içerisine girerler.Oysa arzulanan hazzı başlatan ve bitiren de bir kopuştur.
Buradı dünyadır, iki kapılı bir handır, deyip olan biteni kabul etmek gerekiyor sanki.İnsan başına gelenleri ve dünyayı kabul etmeyince, her oluşu kendisine bir saldırı olarak görünce yaşamak daha da ağır bir hal alıyor.Karşı çıktıkça kalbin çalkalanıyor, huzurunu kaybediyor ve nihayetinde seni karanlığa çekiyor.Oysa kendimize “Yaşadığım bu kötü olaylar bana ne söylüyor, neyi öğretmeye çalışıyor?” diye sormaya çalışsak, hayatın usta öğreticiliğine kulak versek, yaşamak bir nebze de olsa kolaylaşacak ve hayat yolculuğunda ileriye doğru bir adım daha atmış olacağız.
“İnsanı savunuyorum çünkü düştüğümü gördüm,” diyordu.İnsanı savunmak demek; kalbi hatırlatmak, onu korumak ve hatırlatmak demektir.Dünya, sofrasını alınıp satılan ve rakamlardan oluşan bir eve kurmuşken güzel bir manzaraya bakmanın, güzeli sevmenin ve güzel sevmenin dünyaya verilecek en şık cevap olduğunu anladım.Kalpte ısrar ediyorum çünkü bir kalbe sahip olmanın dünyanın en büyük hazinesi ve şifasını olduğunu inanıyorum.
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.