Biliyor musunuz, bir dakika, hatta bir saniye verilen veya verilmeyen bir karar, bir tereddüt ânı, insanın hayatı üzerinde ne uçsuz bucaksız neticeler doğurabiliyor.
Bir mahpusu dünya ile hiç âlâkası olmayan bir zındana kapatmak ona en büyük iyiliği yapmaktır. Onu en çok yere vuran şey, hürriyetin ekle tutulacak kadar yakınında bulunmak, aynı zamanda ondan ne kadar uzak olduğunu bilmektir. On adım ötede en büyük hürriyetlere götüren denizi dinlemek ve sonra aradaki kalın kale duvarlarına gözleri dikerek bakmaya, denizi yalnız muhayyilede görmeye mecbur kalmak az azap mıdır? Bahçede insanın ayakucuna inerek ekmek kırıntılarını toplayan ve aynı hürriyetsiz topraklarda sağa sola adım atan bir kuşun kanat vuruşuyla bu duvarları aşarak serbestliklerle kucaklaşmaya gittiğini görmektense, nefes almaktan başka hürriyeti hatırlatacak hiçbir şey bulunmayan bir yerde kapanmak daha iyi değil midir?
"Hayat bu rugan iskarpinlere ne kadar benziyor!" dedi. Tıpkı bunlar gibi biz de günler geçtikçe aşınmaya, bir tarafa kaykılmaya, çirkinleşmeye ve nihayet işe yaramamaya başlayacağız.