Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Gölgeoyunu ne saçma bir şey
Tek ve aynı şahıs için, varoluşçulukta, sadece gölgeler var oysa! Saçma insanın gölgesi, hümanist insanın gölgesi. Fakat, acaba Marleau-Ponty de mi Sartre'ın gölgesi? Peki Madame de Beauvoir ve ötekiler? Fenomenoloji varoluşçuluğun gölgesi mi yoksa? Ya da tersi mi geçerli? Varoluşçuluk, materyalizmin mi yoksa idealizmin mi gölgesi, ateizmin mi yoksa itikadın mı gölgesi? Sartre'ın romanları, onun felsefesinin gölgesi mi yoksa tersi mi, veya karşılıklı mı? Hitler'in kendisinden hiç esirgemediği söz hakkını Fransız özgürlüğü kendisine bahşettiğinden beri gevezelik etmeyi elden bırakmayan Heidegger'in gölgesi, varoluşçuluğu bir köpek gibi izliyor; bundan yakayı nasıl kurtarmalı? Ve daha karşılaşacağımız başkalarının, Husserl'in, Hamelin’in, Brunschvicg'in, Lachelier'in de gölgesi, Bergson'un, Maurice Blondel'in, Kierkegaard'ın ve hatta neden olmasın, Pascal'ın, Marx’in gölgesi? Başkaları şeytanın gölgesini bile sezecekler, belki Andre Breton'unkini de.