Dostoyevski'nin kendi hayatından izler taşıyan ve başyapıtlarından olan "Suç ve Ceza" kitabı, kişinin varoluşsal sorgulamaları ve kendi adalet düzenini kurup kendi cezasını vermesi ve aslında tekrar doğusunu gösteriyor bize. Yazarın bu kitabı kendi aldığı kürek cezası sonrası yazması aslından kendiyle Raskalnikov arasında kurduğu bağı da gösteriyor bize. Betimlemeler ve duygu geçişlerinin anlatımı o kadar güçlü ki adeta o sokaklar birlikte geziliyor ve o yatağa birlikte düşülüyor. Aile bağlarnın güçlü olması aslında yalnız insanların en güvenli kapısı değil midir hep? Her düştüğünde ailesi olsun başkası olmasada olur düşüncesi vardır hep, burada da Raskalnikov'un annesi kardesi, arkadası ve biricik sevdiği Sonya ile yargılamadan suçlamadan birbirlerine bağlılığına şahit oluyoruz, saf sevgiyi görüyoruz. Su gibi akıp giden kitabı bitirince bi affallıyor insan kendine gelmesi güç oluyor. Şu anda sindirmeye çalışıyorum hala...