Gönderi

331 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
José Saramago ile tanışma kitabım oldu. Farklı bir anlatım tarzı var. Diğer yazarlar gibi isim kullanmak yerine onları görünüşleriyle, meslekleriyle tasvir etmiş. Mesela "ilk kör", "ilk körün karısı", "göz doktoru"... şeklinde her birini adlandırmış. Ayrıca biraz karmaşık bir yazım şekli var. Bolca virgül ve biraz da nokta kullanmış. Ancak sayfalar ilerledikçe insan alışıyor bu yazım şekline. Kitap aslında görmenin ne kadar değerli ve önemli bir nimet olduğunu anlatıyor bize. Sanki tüm hayatımız boyunca görecekmişiz gibi yaşıyoruz. Oysa bir gün hepimiz kör olabilir. Kör olabilecekmişiz gibi etrafımızdaki nesneleri, yolları, sesleri dinlemeliyiz ki bir gün kör olursak bir rehbere ihtiyaç duymadan yaşantımızı sürdürebilelim. Bir gün bir adamın arabasıyla kırmızı ışıkta beklerken birden kör olması ile başlıyor. Bu körlüğü tanımlarken yazarımız şöyle diyor: 'beyaz bir süt denizine dalmak'. Çünkü sanılanın aksine normal körlükler gibi siyah bir körlük değil, aksine bembeyaz bir körlük bu. 'Ilk kör' olan adamın etrafında bulunan ve daha sonra da etrafında olan herkese bulaşıyor bu körlük. Salgın halinde yayılıyor ve tüm dünyada sadece tek bir kişi kör olmuyor. Kitapta kör insanların nasıl hayvanlar gibi davranışlar sergilediğini, yiyecek için birbirlerini öldürmelerini, açlıkla verilen savaşı ve en önemlisi de görme yetisinin ne kadar önemli olduğundan bahsediyor. Okunması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Keyifli okumalar..
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022105bin okunma
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.