Yukio Mişima’nın Bereket Denizi dörtlemesinin ilk kitabı Bahar Karları. Gelenekselci bir yapıdan gelen yazar, bu kitabında esas olarak I. Dünya savaşı öncesi Japon batılaşmasını eleştirmekte fakat bunu bir aşk hikâyesinin içine ince ince yedirerek, kahramanlarının hikâyeleri üzerinden yola çıkarak okuyucusunu sıkmadan yapmakta. İlk kitabın başkahramanı Kiyoki ve Marki ünvanına sahip ailesi aslında yazarın eleştirdiği batılılık özentisinin somut karşılığı olarak hikâyede yerini buluyor. Bu kitapta yan karakter olarak gözüken Kiyoki’nin en yakın dostu Honda ve onun ailesi ise yazarın düşüncelerini ve hayat görüşünün anlatacısı olarak karşımıza çıkıyor. Kiyoki’nin sonradan soylu ama saray yakınlığı ile bilinen varsıl ailesi batının yaşam tarzını ve sadece alışkanlıklarına yönelik içi boş ama gösterişli yönlerini alırken Honda’nın ailesi batının disiplin ve çalışkanlığını örnek almış fakat Japon gelenekselciliğinden de kopmamıştır. Son derece hülyalı, kibirli, gelecekle ilgili hiçbir kaygı ve çaba gütmeden yaşayan Kiyoki aynı zamanda çok yakışıklı bir delikanlıdır. Okula gidinceye kadar birlikte saray eğitimi aldığı kendisinden iki yaş büyük Satoko’ya tutkuyla bağlıdır. Yoğun kibiri bu aşkı göstermesine de yaşamasına da engeldir. Satoka’nın her hareketinin altında farklı bir anlam arar. Ta ki kızın saray soyundan biriyle nişanının resmî olarak onaylandığını duyana dek... Bu aşk uygulaması zorunlu katı imparatorluk kural ve geleneklerine rağmen sürebilecek mi yoksa dönemin değer yargılarına yenik mi düşecek? Eserin, yetişkinliğe adım atma süreçlerini yaşayan gençlerin kendi içsel yolculuklarında ve sohbetlerinde Budizm öğretilerinden yola çıkarak çok yoğun olmamakla birlikte insan doğası, yeniden doğuş gibi öğelere dokunduğunu da belirtmek isterim.

Bahar KarlarıYukio Mişima · Can Yayınları · 2018621 okunma

·

7 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Duygu Erkut