Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

96 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitabı bitirdiğim zaman kendime şu soruyu sordum: Cioran, beni karanlık bir tünele mi itti, yoksa karanlık bir tünelde olduğumu mu gösterdi? Burukluk benim için cevaplardan ziyade ardından bolca sorular sorduran bir kitap oldu. Burukluk, E.M.Cioran'ın aforizmalarından derlenen bir kitap. Aforizma, basit bir tanım olarak, az söz ile çok anlam ifade eden düşünceler demek. Bu özelliği ile aforizmalar şiire benzetilebilir. Yani aforizmalara filozofların şiirleri de diyebiliriz. Yazarın, az söz ile çok şey anlattığı aforizmalarına geçmeden önce çocukluğundan biraz bahsetmek istiyorum. Cioran'ı, daha doğrusu onun kasvetli anlatımını, karamsarlığını ve kötümserliğini anlamak için çocukluğunu bilmek gerektiğini düşünüyorum. Çünkü çocukluk, insan hayatı ile ilgili sırları veren en önemli dönem. Hepimiz çocukluktaki izlerimizin üzerinde gezeleriz yaşamımız boyunca. Yazar, 1911 yılında Romanya'da dünyaya geliyor. Babası papaz, annesi ise bir tanrıtanımaz. Cioran'ın bu iki zıt kutup arasında kalması, düşüncelerinin normal insanlara göre farklı ve çok yönlü olmasını sağlıyor. Ayrıca ömrü boyunca, inanmadığı bir Tanrı ile mücadelesinin sebebinin de anne ve babası arasındaki bu zıtlık olduğunu düşünüyorum. Kendisi, çocukluğunun mutlu geçtiğini ifade ediyor ama "Bunun tek sorumlusu hafızamın sakatlıklarıdır." diye de ekliyor. Hayatındaki ilk dönüm noktası, ailesi tarafından yatılı bir okula verilmesi oluyor. O günden sonra anne ve babasından nefret etmeye başlıyor. Belki de insanları sevmemesinin ve onlara güvenmemesinin temelinde de bunlar yatıyor. Yatılı okulda ilk deneyimleri can sıkıntısı ve yalnızlık olan yazar bu dönemde Dostoyevski ile tanışıyor. Dostoyevski onun en büyük yoldaşı oluyor. Yatılı okula verilmesi ile birlikte çocukluk kapısı yüzüne kapanıyor ve kendi içine doğru bir yolculuğa başlıyor. Hayatındaki ikinci dönüm noktası ise yirmili yaşlarda başlayan uyuyamama hastalığı oluyor. Kendisi bunu, bir insanın başına gelebilecek en büyük dram olarak nitelendiriyor ve bu hastalık hayatının sonuna kadar devam ediyor. "Uyku ile geçen gecenin sonrasında sabah uyanan birinde bir şeye başlıyor olma yanılsaması vardır. Ama sizi bütün gece uyku tutmadıysa hiçbir şeye başlamazsınız. Hiç uyku uyumayan biri için gece ile gündüz arasında fark yoktur. Bir türlü bitmek bilmeyen zamandır bu." Hayatındaki bu iki dönüm noktası olay, Cioran'ın düşünce yapısını oldukça etkilemiş olacak ki, Buruklukta ve diğer kitaplarında geçen belli başlı temalar şunlar olmuş: yalnızlık, can sıkıntısı, bunalım, boşluk duygusu, sessizlik, hiçlik, intihar saplantısı ve Tanrı/sızlık. Cioran ile akla karamsarlık ve kötümserliğin gelmesi çok normal ama yazar bunları birer olumsuzluk olarak görmüyor. Yalnızlığını, can sıkıntısını ve ümitsizliğini seviyor. Daha doğrusu bunları kabullenmiş. Yirmi yaşında -kendine göre- bütün gerçekleri görüp pes etmiş. Aforizmaları ise bu kabullenişliğin bir feryadı aslında. "Altmışıma kadar bildiğim şeyler yirmisinde öğrendiğim şeylerdi. Bir ömrün, bir arayışın boşuna geçen kırk yılı." Gelelim Cioran ve intihar saplantısına. Yazar, "Yaşamak, savaşı kaybetmektir." derken intiharı bir zafer olarak görüyor. Ömrü intihar düşüncesi ile birlikte geçmiş ama bu düşüncenin kendisini yaşama bağladığını söylüyor. " Sadece canım isteyince ölmek elimde olduğu için yaşıyorum. İntihar fikri olmasa, kendimi çoktan öldürmüş olurdum." Yani intiharı cebinde bir koz olarak ömrünün sonuna kadar taşımış. Cioran kendisini nihilist olarak değil bir redçi olarak tanımlıyor. Bazı yerlerde inkarcı ve isyancı olarak tanımlansa da, bana göre isyancı da değil. Çünkü isyancı bir soruna çözüm bulmak için isyan eder. Cioran sorunlarına bir çözüm aramadığı gibi onlarla barışık bir halde yaşıyor. Cioran'ın bazı alıntılarının anlamsız ya da eksik anlam taşımasının sebebi genellikle çeviri kaynaklı oluyor. Çünkü yazar Fransızca olarak yazdığı eserlerde retorik bir dil kullandığı için bunun başka dillere çevrilmesi zor. Tıpkı retorik bir dille yazılan divan edebiyatı şiirlerinin başka bir dile çevrildiğinde anlamını yitirmesi gibi. Öğrendiğimde şaşırdığım bir bilgi ise Cioran'ın Almanya'da öğrenciyken Hitler hayranı olması ve onun için faşist gazetelere güzellemelerde bulunması oldu. Almanya'dan sonra Romanya'ya dönen Cioran yine aynı şekilde Nazivari bir oluşum olan Demir Muhafızlar'ı da desteklemiş. Ayrıca yazarın aynı dönem antisemitist açıklamaları da var. İlerleyen yıllarda bu faşist düşüncelerinin değişip değişmediğini dair ise bir bilgi bulamadım. Burukluk bende nasıl bir etki yaptı? Buna yine yazarın kendi alıntısıyla cevap vermek istiyorum. "Her şeyi yıktıktan sonra kendisini de yıkmayan bir kitap, bizi beyhude yere azdırmış olurdu." Son olarak, sitede hala kitabı okumayıp, okumayı düşünenler var ise onlara şöyle seslenmek istiyorum: Düşünsel anlamda farklı, yıkıcı ve sarsıcı bir yolculuğa hazır olun.
Burukluk
BuruklukEmil Michel Cioran · Metis Yayıncılık · 20212,646 okunma
··
6,8bin görüntüleme
Necip G. okurunun profil resmi
Mustafa hocam elinize sağlık, herhangi bir Cioran kitabına başlamadan önce genel anlamda bir fikir edinmek isteyen herkesin faydalanabileceği bir inceleme yazmışsınız. Cioran benim tarzıma, beklentilerime uzak bir yazar. Bir kitabını elime alıp başlamak için bir motivasyonum yok:) Her şeyi bu kadar olumsuzlamak, dünyaya bu kadar negatif bakmak, sürekli her şeye "lanet okumak", ne kadar sarsıcı ve sıra dışı fikirlerle ifade edilmiş olsa da bana yeni birşey anlatmıyor. Alice Harikalar Diyarı'nda yaşamadığımızın farkındayım. Dünyada ve yaşamın içinde tonla acı var, bunu da biliyorum... Ancak yaşamın bir parçasıyız ve hepimiz daha fazla mutluluk için mücadele ediyoruz. Bu noktada Cioran ve benzeri yazarların rehberliğinden kemdimce kaçmaya çabalıyorum:) Ancak bu tabii ki benim kişisel yaklaşımım... Yazarla daha sıkı ilişki kuran okurlar eminim kendilerince faydalanıyordur onun fikirlerinden... Tekrardan emeklerinize sağlık... Keyifli okumalar dilerim...
2 önceki yanıtı göster
Mustafa A. okurunun profil resmi
Necip Bey yorumunuza baştan sona katılıyorum. Yaşama bu şekil sarılmak gerekiyor. Cioran karamsar ve bu bağlamda benim incelememde karamsar olmuş olabilir ama yazarda bir lanet okuma yok. Dahası yazar bu olumsuzlukları seviyor ve bunu farklı bir bakış açısı ile sunuyor. Okurken ben de bazı yerleri deli saçması olarak gördüm ama biraz düşününce hak verdiğim yönleri oldu. Ama denildiği gibi yazarın, okuyanı karamsarlığa itme, dahası intihara sürükleme gibi bir durumu yok. Bende sadece bu olumsuzlukları kabullenme hissi uyandırdı. Bir de insan hayatın olumsuz yönlerini görünce olumlu yönlerine daha iyi sarılır diye düşünüyorum. Güzel yorumunuz için teşekkür ederim.
1 sonraki yanıtı göster
Kaan okurunun profil resmi
Uyuyamama bilgisinin geçtiği kısımda, lisede oda arkadaşımla iddaa oynadığımız Nba maçlarını izlemek vb nedenlerle uyumamamız geldi. Tabi bizimki Cioran'inki gibi bir hastalık şeklinde değildi. Ama yaklaşık 2.5-3 gün hiç uyumadığım olmuştu. İnsan vücudu o kadar garip ki, uykusuzlukta pik yaptığın anlarda ekstra dinç oluyorsun. Ama ardından tam bir ölüye dönüşmeye başlıyorsun. Zaman algısı da Cioran'in dediği üzere kaybolmaya başlıyor. Ahmet Cemal'in Şeref Bey Artık Yaşamıyor kitabında bir yazardan bahsediyordu. Sanırım adı Jean Amery idi. O da ikinci dünya savaşının yıkımına şahit olmuş hatta toplama kampına düşmüş. Sonradan da ünlü bir deneme yazarı olmuş. İşte onun "özgür ölüm" adını verdiği bir olguyu açıkladığı ünlü bir denemesi varmış. O kısmı henüz alintilamadigim için aktaramiyorum, yarın yazarım; kısaca, hayattan çıkış hakkını kullanmak insanın en doğru kararı olacaktır gibi bir sonuca varıyordu. Nitekim kendisi de öyle yaparak intihar etmiş. Adam, gitmeden intiharını yazdığı denemesinde temellendirmiş, toprağı bol olsun :)) Çok güzel bir inceleme olmuş, kalemine sağlık.☺
Mustafa A. okurunun profil resmi
Merak ettim denemeyi. Aslında birçok filozof benzer düşüncede. Camus'nün düşüncesi de senin bahsettiğin yazarın düşüncesine yakın ama Cioran'ın biraz farklı. Nasıl diyeyim, Cioran'ın ki sadistçe biraz. Zevk alıyor tüm olumsuzluklardan. Yazdıklarında mizah var, eğleniyor resmen.:) Güzel bir katkı oldu Kaan, teşekkür ederim.
10 sonraki yanıtı göster
Neşe okurunun profil resmi
Şu 1k’nın bazı durumlarına söylensem de bu kadar güzel bilgiyi derli toplu nereden bulacaktım diyorum kendime. Bakınız, yine pırıl pırıl bilgiler öğrendim:) Çürümenin Kitabı’nı okurken “Vay be!” dedirten satırlarla “Bu neydi şimdi!” dediğim satırların arasında kaldım ve Cioran okumalarına epey bir müddet ara verme kararı aldım. Ancak görüyorum ki erken karar vermişim:) Bu arada, uykusuzluk bir insanın başına gelebilecek en büyük dram mıdır bilmem ama büyük dram olduğu kesin. Yakinen tanıyorum. Uykuyu aramaya, yaşamaya, okumaya devam. 😉 Çok beğendim incelemenizi hocam. Elinize sağlık.
Mustafa A. okurunun profil resmi
1K güzeldir Neşe Hanım. Her şeye rağmen. Ben burayı tamamlanma yeri olarak görüyorum ve dediğiniz birçok şey öğreniyoruz. Çürümenin Kitabı yazarın en önemli eseri diye biliyorum ve sitede felsefeci bir arkadaş en son okunması gerektiğini söylemişti. Ben iki kitabını okudum ve Çürümenin Kitabı'na doğru ilerliyorum. Beğenmenize sevindim. Yorumunuz için çok teşekkür ederim.
2 sonraki yanıtı göster
Sezen B. okurunun profil resmi
Cioran'ın bu eserini kısa bir süre önce okudum. Kitaptan alıntılayabildiğim tek olumlu cümleyi de profilime sabitledim. :) Cioran senin de dediğin gibi isyancı bir yazardan ziyade karamsar bir yazar ama haksız yere de değil tabii. Attığı oklar hedefini buluyor. Güzel ve bilgilendirici bir inceleme olmuş. Emeğine sağlık. :)
Mustafa A. okurunun profil resmi
Cioran'ın aklında kendimi kaybettim diyebilirim. İlginç olan, bazı alıntılara deli saçması deyip sonunda düşününce hak verdim yazara ve bu beni de korkuttu Sezen.:) Dediğin gibi attığı oklar vuruyor okuyanı. Evet hatırlıyorum o alıntıyı. Yorumun için teşekkür ederim.
Ayfer okurunun profil resmi
Uzun zamandır okuyacağım diye bekliyor. İncelemenizi okuduktan sonra artık neden bekletiyorum ki dedim. Uyanmam için uyumam gerekiyor. 🤗✌🏻🍀
Mustafa A. okurunun profil resmi
Kesinlikle bekletmeyin derim. Karamsar ama mizahi yönü de ağır basıyor yazarın, beğeceginizi düşünüyorum. Yalnız uyanmanız Cioran'ınki gibi olmasın.:) Teşekkür ederim yorumunuz için.
1 sonraki yanıtı göster
Samet Ö. okurunun profil resmi
Üç tane kaliteli yorum zaten bütün güzel kısımları incelemiş/övmüş, o yüzden ben ekstradan övmeyeceğim. :) Hem yazarın hayatına, hem de sende bıraktığı etkiye çok güzel değinmişsin. Aforizmaları 'filozof şiiri' olarak tanımlaman da kesinlikle tam isabet. Bir de gözüme takılan sürçmeyi belirtmiş olayım, sondan üçüncü paragrafta 'antisemitist' olacak, herkes anlamıştır zaten ama tek harfle anlam öyle değişiyor ki takılmadan edemedim af buyurun. :))
Mustafa A. okurunun profil resmi
Ben de etki bıraktığı kesinlikle doğru. Uyarın için sağol Samet düzelttim. Ayrıca üç yorum üzerinden sen de övmüşsün teşekkür ederim.:)
sibel erte okurunun profil resmi
Kan kanseri, Tanrı'nın çiçek açtığı bahçedir.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.