kitap başlangıç, ilişkiler, kabullenme, değersizliği yenmek; kendi değerini yeniden keşfetmek ve tünelin ucundaki ışık: değişim anahtarı olmak üzere beş bölümden oluşuyor.
kitabı okurken günümüz kişisel gelişim kitaplarında sürekli vurgulanan "sen mükemmelsin", "her şeyi başarabilirsin" algısının tersinde insanın mükemmel olamayacağı ancak yeterince iyi olabileceğinin vurgulandığını görmek oldukça hoş bir histi. aynı zamanda kitabın yazım dili, okurken beyhan budak ile sohbet ediyormuşum yahut kitabı bana okuyormuş gibi hissettirdi.
okurken kitabın kenarlarına ve not defterime bolca not yazdım, hatta yazmalara doyamadım da diyebiliriz. aynı zamanda okurken "aa bu kişi benim!" ya da "e ben bunu yaşamışım!" gibi cümleleri bolca kullandığımı itiraf etmem gerek.
uzun lafın kısası günümüz "kişisel gelişimci"lerinden ve dünya her zaman pozitif bir yermiş gibi "sürekli mutlu olmamız gerektiğini" vurgulayan cümlelerinden yeterince bunalmış iken klinik psikolog beyhan budak'ın yazdığı kitap ilaç gibi geldi. bu ay içerisinde ikinci kitabı olan "senin suçun değil"i okumak için sabırsızlanıyorum.