Yine Stefan Zweig’in keyifle okuduğum novellalarından biriyle geldim. Tek oturuşta biten bir kitaptı. Kitapta tıp okumak için Viyana’ya giden, ama gurbet olarak geldiği bu şehir beklentilerini karşılamadığı için yalnızlıka mücadele eden bir gencin yaşadıklarını, sonrasında ise Kızıl hastalığına yakalanan küçük bir kızın onun yaşam enerjisini tekrar bulmasını sağlamasını okuyoruz. Zweig’ten beklenildiği üzere çok güzel ruhsal tasvirler vardı ve bunların keyfi kitaba çok ayrı bir tat katıyor. Yine de Zweig’in en sevdiğim eserleri arasına giremedi çünkü daha iyilerini okumuştum. Galiba yazarı bu kadar seviyor olmam da benim açımdan beklentiyi biraz yüksek tutmamı sağlıyor Her şeye rağmen okuması keyifli ve akıcı bir kitaptı. Modern klasikler arasında da okumanızı önerebileceğim kitaplar arasına girebilir. Sevgiyle kalın dostlarım...