Gönderi

Platon'un mutlulukçuluğunun ardında, bir varlık öğretisi, bir ontoloji yatmaktadır. Daha önce de gördük ve bundan sonra da göreceğiz ki, "İyi"nin temelini Varlık içinde bulmak, Sokrates'ten Kirene Okulu'na ve nihayet stoacılığa kadar, Grek felsefesinde genellikle karşılaşılan bir durumdur. Varlık 'tan (Sein) her söz edildiğinde, o varolandan (Seiende) özenle ayırt edilir. Varlık, Batı felsefesinin Platoncu geleneğinde Varolan karşısında "aşkın" (transandant) sayılır. Bu demektir ki, Varlık'ın bilgisi deneyimsel yolla elde edilemez. Deneyim sadece Varolan'ın bilgisini sağlayabilir. Çokluk halindeki varolanların algı yoluyla sağlanan bilgisi aşağı dereceden bir bilgidir; oysa Varlık'ın bilgisi için algı bilgisini "aşan" bir bilme tarzına gereksinim vardır. Varlık'ın aşkınlığı aynı zamanda deneyim dünyasında (algılanabilir dünyada) bir şeyin bir başka şeyle, parçanın bütün, bütünün parça ile koşullu olma halinin aşılmış olmasını da ifade eder. Varlık platoncu anlamda kendindelik, yani tözselliktir. "Ontolojik ayrım" denen şey de burada karşımıza çıkar.
Sayfa 49 - Başat Sayılan Problemlere Göre Etik Tipleri- Platon bölümüKitabı okudu
·
2 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.