Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

464 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Dolar Kusan Arizona Kertenkelesi!
Uzun zaman sonra kısa olmayan bir inceleme yazabilmenin mutluluğu içerisindeyim. Laptopumun anakartı yandı, telefonumda uygulama çok kasıyor ve yazmamı çok zorluyor; hatta bir yerden sonra hiç yazılmıyor harfler gözükmüyor çünkü. Şu an elime böyle bir fırsat geçmişken inceleme yazarak harcamak istedim ve bunu da bu yıl şu zamana kadar okuduğum 63 kitap içerisinde en çok sevdiğim kitap olan Yüzyıllık Yalnızlık için yazabiliyor olabilmek çok çok güzel. Daha önceden
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı Pazartesi
'yi okudum ve beğenmedim. Çok net; gereksiz uzatmalar, kimi durumlarda diyalogların yaygarayı andırması, merak ettirmeyen bir son, akıcı olmayan bir dil... Daha tonla sayabilirim; ancak okuduğum için memnundum. Yeni bir yazı stili keşfetmiştim. Marquez sizi merak ettirmemek için elinden geleni yapıyor: Önce olanları söylüyor, yani kitabın sonunu. Sonra giriş böümünü anlatıyor ve en sonunda da oraya kadar olayın nasıl ilerlediğini anlatıyor. Şimdi burayı aklınızda iyi tutun. Birçoğunuz kitabın karakter sayısının fazlalığından ve isim benzerliğinden ötürü yakınıyor ve kitabı karıştırıyor. Kitabı karıştırabilirsiniz bu doğru; ancak sebebi bu değil. Her ne kadar çok sevmesem de (King'i değil Mahşer'i)
Stephen King
Stephen King
'in
Mahşer
Mahşer
'ine bir bakalım. Çok kalın bir kitap ve kitaptaki karakter sayısı Y.Y'ın 5 katı kadar. Peki neden karışmıyor? Çünkü karakterleri çok güzel yediriyor. Hepsinin aile hayatı, hobileri, tuvalet fantezileri, ilk ve son sevgilileri, en sevdiğin balık türü cartı curtu o kadar çok anlatılıyor ki yazar size resmen şunu söylüyor: "Hadi, yiyorsa karıştır bu karakteri! Hadi aslanım ayrıntı vermedi desene!" ve haklı da. Elimizdeki kitaba gelirsek, ortalamaya vurduğumuzda 20 sayfada bir yeni karakter geliyor. Hemen hikayeye atlamıyor ki, yazar size her şeyi aktarıyor zaten: Özellikleri, kimlerden olduğu, türü, adı soyadı hatta yapım aşamasını bile (ki bu genelde 10 sayfadan fazla sürüyor). Karakterlerin adında bir gariplik yok, bizde nasıl dedelerimizi hatırlatmak adına büyüklerimiz bize onların adını takar, burda da aynı durum var. Benim mesela Bayram diye de bir adım var ve 10 yaşına geldiğimde haberim oldu, dedemin adı olduğu için konulmuş. G.G.M'de sıcak bir aile ortamından geldiği için çok değer verdiği bu yapıtına bunları da aktarmak istemiş. Peki sorun ne? Neden karışıyor bunca isim? Arkadaşlar eğer yanınızda bu kitap varsa veya pdf epub halinde yüklüyse şöyle bir taramanızı istiyorum. Fark ettiniz mi, çok çok az paragraf var. 500 sayfalık normal bir kitabın 10'da biri kadar; ancak bu paragrafların işlevleri çok fazla. Normal paragraf değil, normal olan paragraflar da var. Marquez paragraf atladığı an hemen dikkat kesilin, yazar genel olarak çok başka bir olaya bodoslama atlayabiliyor. Kendimce ifade edeyim. "... inatlaşmayı bıraktı ve annesiyle markete gitti." 8 ay sonra çoçuğu olacağından hala haberi yoktu, şerefsizin teki olduğu için... Gibi. Paragraf başlarına dikkat kesilin. Üstteki paragrafın devamı gibi okuduğunuzda çorba olabilmesi kaçınılmaz. Eğer karakterler çok karışıyorsa hala, kitabın başında soyağacı var arkadaşlar, ona bakın. Başa almaya üşeniyorsanız telden fotosunu açın, telefona bakmaya üşeniyorsanız a4 kağıdına soyağacını yazıp duvara asın bu kadar basit. Peki niye bu kadar beğendim? Şu aralar aşırı absürt bir kitap arıyordum. O kadar absürt bir konusu olsun ki; halı sahada top oynayan çoçukların topu havaya uçsun, uçağa çarpsın. Uçak yağmur ormanlarında Bear Grylss'in girdiği vahşi göle düşsün ve timsah ve pirenin çiftleşmesine sebep olarak arizona kertenkelesi doğsun. BU KERTENKELENİN dilinden 1 aylık dolar bazlı maaş verilsin ve gazeteci bir abimiz alıp, "Dolarla mı maaş alıyorum?" diyerek Karabük Esentepe camisine bağışlasın. İşte aradığım absürtlük tam olarak buydu ve bu kitap fazlasıyla verdi. Muz Cumhuriyeti sürekli dalgasını geçtiğimiz bir konu. Daha doğrusu çok bilmediğimizden gülüp geçmelik bir durum sanıyoruz. Yazar görüşlerini çok güzel ifade etmiş, zaten bu sayede kitap nobel aldı. Marquez'in yaşadığı sıralar iftiracı de, öldükten sonra 2 hafta yasını tut. Marquez'in çevresinde de nabza göre şerbet olmaya çalışan yoğurda göre hıyarlar da fazlasıyla varmış tabi. Kitabın kapağını son sayfada çok net bir biçimde anlıyorsunuz. Çok konuşmak istiyorum ama uygulama yine sorun yaratıyor. Okuyup beğendiyseniz daha fazla okura ulaşması için paylaşırsanız çok sevinirim. "ÜÇ BİN KADAR VARDI." "NE?" "ÖLÜLER..."
Yüzyıllık Yalnızlık
Yüzyıllık YalnızlıkGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202036,2bin okunma
··
1.624 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Mithril / Nobody okurunun profil resmi
Uzun ama içerde oğlum uyurken, ben bir taraftan çalışırken ve kahvesini unutup da pisirdigim.kahvebin yeniden pişmesini beklerken zevkle okudum....çok sevmiştim kitabı, beğenmene çok sevindim. Bu arada Mahşer'i övercesine gömmüş olman da gözümden kaçmadı genç, Mahşer candır :)
Hakan okurunun profil resmi
Bir bu kadar daha yazardım, ama telefon izin vermedi yine, dondu uygulama. İnceleme kasti olmayan cinayete varmadan bitireyim dedim :) Mahşer candır gerçekten :) Ya zamanında aşırı begenerek okumamıstım, ama şu an mesela elestiriyorum kendi içimde. Bir miktar kötülüyorum ama sonra hep övüyorum ya :) Son 300 sayfa çok güzeldi, yine lanet King etkisi işte.
2 sonraki yanıtı göster
Yasemin okurunun profil resmi
Beğenim üslubunuza yoksa kitabı hiç sevmedim. :d
Hakan okurunun profil resmi
Üslubum normalde cok sevilmez ama, teşekkürler :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.