Gönderi

192 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
90 yıllık nitelikli öngörüler
Çağımızın en büyük filozof, bilgin ve sosyal eleştirmenlerinden olan Bertrand Russell (1872 - 1970), İngiltere'nin tanınmış, liberal ve soylu bir ailesinden gelir. Üç yaşında babası ölünce büyükannesinin yanında özel eğitim görerek yetişti. Cambridge'de çok üstün yetenekli bir öğrenciydi. Bilimsel çalışmalarına 1895'de gittiği Almanya'da başladı. I. Dünya Savaşı'nda bütün gücüyle savaşa karşı çıktı. 1920'de SSCB'ye gitti; bu ilkenin yönetiminden hoşlanmadı. Çin'de daha uzun süre kaldı ve oradaki köklü uygarlığın akla uygunluğunu beğendi. 1950'de Nobel Edebiyat Ödülü'nü alan Russell, Aylaklığa Övgü'de faşizm, eğitim ve felsefe gibi toplumsal sorunları irdeliyor. (Arka kapaktan) İki dünya savaşı arası 1930'ların başlarında yazılan bu denemeler; 20yy'ın büyük düşünürünün toplumsal yaşama yönelik irdeleme ve bazı çözüm önerilerini kapsıyor. Gerçekten 90 yıllık eseri okuduğunuzda anlıyorsunuz ki; geleceği öngörebilmek, sanatçı ve filozoflara özgü olsa gerek. Esere ismini veren ilk denemede Russell; dünyada gereğinden fazla çalışıldığından dem vurarak, gelişen bilim sayesinde mutluluğa giden yolun çalışmanın azaltılmasından (günde 4 saat) geçtiğini, bir erdem olarak sunulan çok çalışmanın yıpratıcı olduğunu ve artık modern köleliğe gerek duyulmadığını , böyle bir planlamayla hem kalan boş zamanda insanlığın kendini geliştireceğini hem de işsizlik sorununun ortadan kalkacağını savunur. Ona göre; aylak sınıfı olmasaydı insanlık barbarlıktan kurtulamazdı. Diğer ilgimi çeken denemesinde yazar; toplumun işçi sınıfı dahil tüm alt ve orta sınıflarının komünal sistemde bir arada yaşamalarını, bir mimari reformla yüksek bloklar yapılarak yemek ve çocuk bakımlarının profesyonel ellerde aynı bloktaki anaokulu ve yemekhanelerde halledilmesini, böylelikle iş hayatına atılan kadın ve erkek ebveynlerinin yetiştirdiği neslin çok daha sağlıklı ve insanca olduğunu belirtir. Modern Midas'ta para ve servet olgusunun ölçüsü olarak altın tutkusunun kapitalist sistemdeki yeri ve olumsuzluğunu, Faşizmin Baba Soyu'nda; #fichte #calvin #nietzsche doktrinleri arasında oluşan insan modelinin milliyetçiliğe kayarak her sistemde faşistleştigini tarihsel süreçte ele alır ve dünyaya gerekli olan barış ve sosyalizm olduğu vurgusunu yapar. Komünizm ve Faşizm'e karşı olduğunu açıkça yazdığı başka denemesinde nedenlerini sıralar ve her iki sistemin de yeni bir dünya savaşı çıkaracağını anlatır ki, bahsedilen savaş birkaç yıl içinde patlak verecektir. Sosyalizm'den Yana Güçlü Kanıtlar'da tam 9 kanıt ileri sürer: Kâr güdüsünün kırılışı, boş zaman olanağı, iktisadi güvensizlik, işsiz zenginler, eğitim, kadınların özgürlük kazanımı ve çocukların iyiliği, sanat, kârsız kamu hizmetleri ve savaş olgusu. Batı uygarlığını diğerlerinden ayıran özellikleri, gençlerin kinizmi, insanlığın yok edemediği böcek savaşları (biyolojik), ölüm gibi sonların #stoacılık fesefesiyle açıklanması gerektiği ve ruhun varlığına ilşkin tezleri ise oldukça iyiydi. Bana kalırsa; 90 yıl önce yazılmış ve yüz yıl yaşamış filozofun bu denemelerini, gerçekleşenler ve öngörülük niyetine şimdiki bilginizle okuyun: Çoğu uygulansaydı uygarlık nerede olacaktı?
Aylaklığa Övgü
Aylaklığa ÖvgüBertrand Russell · Cem Yayınevi · 20211,345 okunma
·
60 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.