Gönderi

b..Dindişı veya inançsızlığın hâkim olduğu bir sosyal çevrede birey zamanla yaşam tarzını değiştirecek ve “Tanrı yokmuş gibi” yaşamaya başlayacaktır. Bilişsel tutarlılık gereği, bilişi değiştirmek daha kolay olacağı için, zamanla düşüncelerini de değiştirerek ateistik düşünceleri benimseyecektir. Kişinin, davranış veya duygularını değiştirmesinin bir nedeni de beklenti-değer ilişkisini kurabilmektir. Din, bireyin sosyal çevreye uyumunu kolaylaştırma, manevi tatmin sağlama, fiziksel tatmin sağlama veya benzeri bir takım işlevlerini artık yerine getirmiyorsa ya da beklentileri karşılamıyorsa, birey zamanla inanç değişimine yönelebilir. Bu noktada da sosyal çevre bu süreci yavaşlatıcı veya hızlandırıcı etkide bulunacaktır. Nadiren, entelektüel gelişimini üst düzeyde tamamlamış bireyler, edindikleri yeni bilgilerle, bilişsel bir tepki olarak tutumlarını değiştirebilmektedir. Fakat bu kişilerin entelektüel fazliyetlerden hoşlanan, teolojik ve felsefi konulara ilgi duyan, çok kitap okuyan, bu konularda tartışmalara girmeyi seven, iyi eğitimli kişiler olması beklenmektedir. Oysa “entelektüel ateist”lerin sayısı azdır ve araştırma bulguları bu kişilerin yüksek eğitimli ve daha çok agnostik olduklarını göstermiştir. İnançsızların entelektüel sebeplere yaptıkları vurgu, gerçekten entelektüel sebeplerle ilintili gözükmemektedir. Bu durum, daha ziyade, inançsızların, inançsızlıklarının nedeni olarak entelektüel sebepleri görme veya gösterme eğilimi içerisinde olduklarını işaret etmektedir. Yani inançsızların çoğunluğu, kendilerini “entelektüel ateist” olarak görme veya gösterme eğilimindedir. Hatta daha az eğitimli inançsızlarda, entelektüel sebepleri ön plana çıkarma oranı daha yüksek bulunmuştur.
Sayfa 282Kitabı okudu
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.