Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

KAÇINCI EVREDEYİZ DERSİNİZ?
Bir dil bilimci olan David Crystal 2000 yılında basılmış
Dillerin Katli
Dillerin Katli
kitabında, bir dilin yok olma yolunda geçirdiği üç evreden bahseder: 1.Evre: Yabancı, baskın hakim dilin konuşulması için ağır baskı.(Devletin kanunları yoluyla,halkta özenti ve moda yaratılarak.) 2.Evre: Çift dilli dönem. Ulusal dilin
··1 alıntı·
144 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Mert okurunun profil resmi
1. Evre olduğunu düşünüyorum ama bu konuda katı değilim. Kullandığımız kelimelerin önemli bir kısmını izlediğimiz yabancı içerikler, oynadığımız oyunlar, kullandığımız markalar oluşturmaya başladı yani konuşma dilinde bundan kaçış yok. Ben daha çok Türkçeyi yazarken doğru kullanmamızı ve eğitimin başlangıcından itibaren bunun üstünde durulması gerektiğini düşünüyorum.
Adem YEŞİL okurunun profil resmi
Sevgili Emin ÇAPA diyordu; 'Adım adım geliyorlar!' Bazı kaçınılmaz gerçekler var ve kitaplar, bize güçlü birer uyarıcı olarak yazıldıkları dönemlerde bir şeyleri anlatmak isterler. Bunu anlamak elimizde olsa da, düzen denen şey, ki bunun geçmişten günümüze birçok varyasyonu var (son olarak demokrasi), işte sona doğru ilerlerken, o düzen denen şeye kendi ellerimizle teslim ediyoruz her bir şeyimizi. Gücü elinde tutan da, ileride o gücün etkisini hâkim kılarak yaratmak istediği tek çatılı sisteme doğru sürüklüyor bizleri. Dalga arkamızdan arşa çıkmış vaziyette geliyor ve bizleri de bir tsunami etkisi ile önüne katmış sürüklüyor. Artık bu dalganın şiddetinden kimler sağ kurtulur bilemeyiz, ama o kurtulanların da, bir sonraki tek çatılı düzende illegal ilan edilmiş birer muhalif olarak kalacakları ve yeni düzenden muaf tutulacakları açıkça aşikârdır. Çok ütopik gibi dursa da, 'Adım adım geliyorlar!', Neşe Hanım...
Neşe okurunun profil resmi
Hiç de “ütopik” değil. Artık değil. 😞 Eğitimin ana dilimizde yapılmasını savununca eleştiriliyorum. Yabancı dille dinî eğitim veren imam hatip okullarına kadar gelip dayanmışsa durum ve bu çoğunluğa tuhaf gelmiyorsa oturup düşünecek aşamayı çoktan geçtik demektir.
1 sonraki yanıtı göster
ercanscgn. okurunun profil resmi
Küçük bir azınlığı temsil eden plaza dilini istisna olarak görürsek; moda ve özenti nedeniyle birinci evrede gibi.
Neşe okurunun profil resmi
İletiye ilgi gösteren ve yorum yapan arkadaşlara toplu bir cevap niteliğinde olması için yazayım dedim. Ana dil konusunda her alanda çelişkilerle doluyuz. Yazı dilinden bir örnek vereyim: Birçok resmî belgede, basında saat ile dakikanın arasına iki nokta konuluyor. Oysa sınavlarda bunu yazım yanlışı kabul ediyoruz. Yani, söylediğimiz başka, uyguladığımız başka. Türkçe en eski yazılı metinlere sahip bir dildir. Ural ve Altay dilleri arasında en eski yazı dilidir. Geçilen tarih dönemleri ve kültürel etkileşim nedeniyle değişime uğramış olması elbette kaçınılmazdır. Anadolu Türkçesi’nin Orta Çağ’da Arapça ve Farsça’dan etkilenmesini buna örnek verebiliriz. Edebiyat yapmak amacıyla yola çıkılarak, özelikle yazılı Türkçe, Arpaça ve Farsça sözcüklerin istilasına uğramıştır. Bir tarafta yazılanı anlayamayan, diğer tarafta ise konuşulanı yazamayan bir kitle meydana gelmiştir. (Kendi milletine kendi diliyle seslenen halk ozanlarını bunun dışında tutalım.) Dil tek bir coğrafyaya sığdırılsın demiyorum. Düşünce ve hayallerimiz, bilim, sanat ve edebiyat dilin etkin kullanımı ölçüsünde yayılır. Benim itirazım, daha doğrusu endişem, eğitim dilimizi Türkçe olmaktan çıkarmanın getirdiği olumsuzlukların artarak çoğalmasıdır. Ve nerede duracaktır? Yoksa yabancı bir dili hor görmek kabul edilebilir mi? Elbette yabancı diller öğrenmeliyiz. Sebeplerini burada okuyan insanlara saymak son derece gereksiz olacak. Ancak ülkemizde yabancı diller öğretilmemektedir. Bu alandaki çalışmalar eksiktir ve eksik bırakılmaya devam etmektedir. Çareyi de millî eğitim dilimizi İngilizce yapmak olarak göstermekteyiz. Bunun üzerinde iyi düşünmek gerek. Türkçe isim kullanan kaç dükkân görüyorsunuz? Okullarımızda Türkçe dersini seven ne kadar öğrenci görüyorsunuz? Dilimize sahip çıkalım derken Türkçe’ye ait olmayan ne kadar sözcük varsa tasfiye edelim demiyorum ki. Çağın işleyişinin dillere etki etmesi kaçınılmazdır. Bu her zaman böyle olmuştur. Kimse Türkçe “us” sözcüğünü kullanmıyor; hepimiz Arapça kökenli “akıl” sözcüğünü kullanıyoruz. Yani diyorum ki, işi “gerçekleştirelim” demek varken “realize edelim”e vardıracak boyutlara getirmeyelim. Yoksa gitgide yozlaşmış bir dile sahip olacağız da ruhumuz duymayacak.
Kaan okurunun profil resmi
Temayı anlıyorum ve mantıklı yön de var; bu nedenle iletiyi de beğendim. Ama verilen örneklerin bazılarından yola çıkarak, kelimelerin zaman içinde eskimesini göz ardı etmemeliyiz. Bununla birlikte, eğer Türkçe olmasiysa konu, baht gibi kelimeler de ne kadar Türkçe sorgulanir. Haliyle dile girip halkta karşılık bulmuş ve yerleşmiş her kelime Türkçe olarak kabul edilir, kökenine bakılmaz savina geliriz. Belki de gelmeliyiz. Aksi takdirde, Tahsin Yücel'in Öztürkçe kasarak yavan dilinin hakim olduğu romanlar gibi ya da Şadan Karadeniz'in Öztürkçe kelimeler kullanacağım diye insanların hayatında ilk kez gördüğü ve hiçbir kabul görmemiş kelime çevirileriyle karşı karşıya kalıp okumaktan da soğuyabiliriz. Yine, baht kelimesi köken itibariyle bakacak olursak şanstan farkı yok. Ama bahtı bizden bilir ama şansı yabancı olarak görürüz. Burada etken biraz da zaman. Bir zaman geçtikten sonra şans kelimesi de bahtin bizde yaptığı etkiyi yeni kuşaklarda yapacak. Bence bunda bir sakınca yok.
Neşe okurunun profil resmi
Söylediklerin gerçek ve dayanağı dolu şeyler. Bu konuda detaylı konuşulacak çok şey var. Uygun bir zamanda detaylı tartışmayı çok isterim Kaan. Görüşlerini her zaman değerli buluyorum. Şimdi derse gireceğim için kısa kestim. Görüşmek üzere. Sevgilerimle.
Yazgı Yurdaarmağan okurunun profil resmi
Neşe abla şöyle de bir şey var, yabancı dilin olmadığı zaman da çoğu işte çalışamıyorsun. Bu işlerde uluslararasılılık durumu söz konusu olursa eğer iyice durumun zorlaşıyor. Artık bir değil, iki, üç değil daha fazla yabancı dil bilince değerli ve ön plânda oluyorsun. Bir tane mali müşavirin bana söylediği, canımı çok acıtan bir cümlesini aynen aktarıyorum: "yabancı dil bilmiyorsan bir b..k değilsin." ne eksik ne fazla aynen bunu demişti. Arkadaşım çalışanıydı ve patronu adına özür dilemek zorunda kalmıştı. Yani öğrenmek "zorundalığı" söz konusu artık. Ya öğrenirsin ya öğrenirsin. Hayata tutunmak ve idame ettirmek istiyorsan bu şart maalesef.
Neşe okurunun profil resmi
Yazgı’cım, bu konuda konuşacağımız çok şey var. Nokta değil virgül koyarak müsaade istiyorum. Görüşelim canım. Sevgiyle kucaklıyorum seni. 🥰
5 sonraki yanıtı göster
Eylül Türk okurunun profil resmi
Neşe Hocam merhabalar🌹Evvela yeni eğitim öğretim dönemi hayırlar getirsin inşallah. Bu sabah iletinizi görünce, tebessüm ettim, uzun bir zaman önce sizinkine benzer bir fikirle yola çıkmış, her gün azimle dilimize giren yabancı sözcüklerin türkçelerini paylaşmıştım. Size de aktarmak istedim, iletilerin başlığı Türkçe Konuşalım mı? İdi. Ne kadar faydalı oldum bilemiyorum ama o kelimeleri, kendimce tespit etmiş olmak bile güzeldi :) #33660958 Gayretinizi çok faydalı ve anlamlı buluyorum. 🌹☘️ Çok teşekkür ederim.
Neşe okurunun profil resmi
Eylül, çok teşekkür ederim. Hepimiz için daha mutlu bir eğitim-öğretim dönemi olmasını diliyorum. İlgin ve değerlendirmen için ayrıca teşekkürler. Sen paylaşmışsan içi dolu ve değerlidir. Hemen bakıyorum. Sevgilerimle. 🥰🌸
3 sonraki yanıtı göster
Mazlum Cengiz okurunun profil resmi
1 ve 2 diyelim mi? Sizin düşünceniz?
Neşe okurunun profil resmi
İkinci evrenin sonlarına yaklaştık. Neden derseniz, o kadar dikkat ettiğim hâlde kendimi iletide örneğini verdiğim sözcükleri kullanırken buluyorum ve endişe etmeden duramıyorum.
Yasemin okurunun profil resmi
Birçok sözcüğü Türkçesi varken İngilizcesinden bozarak Türkçeye uyarlamak insanların işine geliyor, Türkçesini yazsam kimse anlamaz diyor, daha havalı durduğunu düşünüyor vb. Ama sen ilk başta Türkçesini yazsan öyle yerleşecek belki, baştan önlüyorsun bunu. Bu ülkede artık hakkında üzülmediğim hiçbir şey kalmadı.
Neşe okurunun profil resmi
Üzülmekte haklısınız ama boş durmayacağız. Aydınlık ve güzellikten yana elimizden ne gelirse... Sevgilerimle.
17 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.