Merhaba Sis, Miguel De Unamuno'dan okuduğum ilk kitaptı. Bir aşk romanı okuyacağımı düşünürken olay örgüsü o kadar derinlik kazandı ki düşünsel sarsıntı yaşadım. İlk görüşte aşk... Ana karakter Agusto Perez'in efsunlanması, karşılık göremeyişi, aşkı kadınlarla bütünleştirmesi... Bir tarafta da çıkar üzerine yapılanan aşk... ikili aşkların doğurduğu dörtlü aşk... Her ne kadar aşk üzerine kurulu görülse de değil! O kadar derin felsefi yanı var ki, beni benden aldı. Nasıl bir girdaba düştüm bilemedim. Klasik, imkansız aşk okuyacağım derken nerelere sürüklendim, idrak etmek için çabaladım! Varoluşun kaynağına doğru sorgulamaya yönelirken örneğin "Düşünüyorum öyleyse varım." gibi söylemler değişime uğruyor... Hele kitabın bitişi: bir sabah Perez, Unamuno'nun karşısına dikiliyor! Yazar ve ana karakteri karşı karşıya... Yazarın ona biçtiği son ise ... Tekrar okuyacağım kitaplar arasına girdi, sis! Unamuno'nun hayatı, hayat felsefesi, düşüncelerinin arkasında, dik duruşu, sevdiği yazarın/şairin eserlerini dahi anlamak için yazıldığı dili öğrenmesi ... beni çok etkiledi. İnsan psikolojisi tahlilleri ve karakter seçimleri de bir o kadar iyiydi. Sakin kafayla, irdeleyerek okunası cinsten diye düşünüyorum. Felsefeye de merakınız varsa şans verin derim. Dimağı zorladığını da eklemek isterim! Keyifli okumalar

SisMiguel de Unamuno · Can Yayınları · 20194,901 okunma

·

2 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

kfenomeni