Gönderi

Binlerce yıl tannsu yaşadı insan. Kitabı ve peygamberi olan tek tanrılı, yani semavi dinlerin ortaya çıkışı, sanıldığı kadar es­ki değildir. Kendi yaptığı putlara taptı önce. Çünkü inanmak, in­san için vazgeçilmez bir ihtiyaçtı. Düşündü, taşındı, merak etti, araştırdı, dolayısıyla gelişti. Keşfettiği her şey, insanın bu muhte­şem düzene olan hayranlığını artırdı. Sonunda, bu işlerin putlarla filan olmayacağını fark etti ve Tanrı’ya böyiece ulaştı. Yani çok uzun ve ince bir yoldan geçti insanlık. Henüz hiçbir şeyin sonu­na gelmedik. Hâlâ o uzun, ince yolda yürümeye devam ediyoruz. Keşfedeceğimiz daha pek çok şey var...”Dikkatle dinliyor beni. Daha önce belki de bu konulan hiç kimseyle konuşmadı, korkularını paylaşmadı.“Gelişmiş insan dünyaya daha dikkatli bakan, nereden geldi­ğini, nereye gittiğini, ne için yaşadığını kendine soran, yaşamını olabildiğince anlamlı kılmaya gayret eden ve kendinden sonra ge­lecek kuşaklara küçük de olsa bir katkıda bulunmaya çalışan in­sandır. Ama şimdilerde, insanlar neredeyse soru sormayı unut­tu. Ya kendini dinle kapattı dünyaya veya inkâr edip isyan etti. Böyiece kurtulduğunu sandı her şeyden.”“Ben Tanrı’ya inanmaya kalkışırsam, kendimi sürekli günah­kâr hissetmem gerekir.”Koyu, sonsuz bir yasın yaşandığı, Tann’nın bu yasla bütünleş­tiği bir evde büyümüş Salih. Neden kaçtığını bilmeden kaçıyor ve kaçtıkça artıyor korkulan.“İnanmayınca, farklı mı hissediyorsun?”“Galiba bu duygu hep var bende. Uğursuzun biriyim. Ben de nasıl olsa battık deyip gerçeklerden olabildiğince kaçarak, bütün bunlan hiç düşünmeden yaşamaya, zamanımı doldurmaya çalı­şıyorum.”“Onun için sana bunları hatırlatan ezan sesinden irkiliyor­sun.”Ona gülümsüyorum. Soran gözlerle bakıyor bana. Halbuki o, benim de ondan nefret etmemi, tiksinmemi, onu kınamamı bekliyor. İçime ince bir sızı yayılıyor. Hayatın ona göstermediği merhamet bu... Dünyaya geldiği günden beri sadece acıyı, öfke­yi, korkuyu, reddedilmeyi, istenmemeyi öğretmiş bu çocuğa ha­yat. Kendini, işte bu öğrendikleriyle yargılıyor. Suç işlemeden çok önce suçlanmış zaten.“Ben tasavvufu severim, özellikle Mevlana’nın kitaplarını sa­na da tavsiye ederim. Dinler üstü, hümanist bir yaklaşım sergili­yor o.
11 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.