Gönderi

Çıkdum erik talına anda yidüm üzümi Bostân ıssı kakıyup dir ne yirsün kozumı Kerpîç koydum kazgana poyrazıla kaynatdum Nedür diyü sorana bandum virdüm özini
Sayfa 555 - Kapı Yayınları
··
73 görüntüleme
Pathos okurunun profil resmi
Çıktım erik dalına, onda yedim üzümü, Bostan başıma kakıp, der ne yersin kozumu? Kerpiç koydum kazana, poyraz ile kaynattım, Nedir diye sorana, bandım verdim özünü. İplik verdim çulhaya, sarıp yumak etmemiş, Çok acele ısmarlar, gelsin alsın bezini. Bir serçe kanadını kırk kağnıya yüklettim, Çifti dahi çekmedi kaldı şöyle yazılı. Bir sinek bir kartalı kaldırıp vurdu yere, Yalan değil gerçektir, ben de gördüm tozunu. Balık kavağa çıkmış, zift turşusun yemeğe, Leylek sıpa doğurmuş, bak a şunun sözünü. Kötürümle güreştim, elsiz ayağım aldı, Güreşip basamadım, gövündürdü özümü. Kafdağı'ndan bir taşı şöyle attılar bana, Öğlelik yola düştü, bozayazdı yüzümü. Gözsüze fısıldadım, sağır sözüm işitmiş, Dilsiz çağırıp söyler dilimdeki sözümü. Bir öküz boğazladım, kakladım sere kodum, Öküz dile geldi der, boğazladın kazımı. Uğruluk yaptım ona, iftira attı bana, Bir çerçi geldi dedi, niye aldın gözgümü? Bundan da kurtulmadım, n'ideyim bilemedim, Çerçi suçlayıp sordu, n'ittin benim gözgümü? Tosbağaya uğradım, gözsüz sepek yoldaşı, Sordum sefer nereye, Kayseri'ye azami. Yunus bir söz söylemiş, hiçbir söze benzemez, Münafıklar elinden örter mana yüzünü.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.