Gönderi

İslam toplumlarında, Türkiye'de de somut olarak tecrübe ettiğimiz üzere, muvafık ya da muhalif kesimler, toplumu, entelektüel-ahlaki anlamda ikna etmek yerine, ya duygusal olarak ya da ideolojik olarak ikna etmeye çalışıyor. Bu nedenle, toplumlarımızda kültürel iklimin yerini, ikili karşıtlıklara dayalı önyargılar ve nefret duyguları alıyor. Sloganlara, duygusallıklara, hamasete ve ideolojik klişelere hapsedilen toplumlar, anlam/fikir/bilgelik/dayanışma ve felsefi içerik üretemiyor. Bu tür toplumlarda iktidarlar, toplumlara ya resmî yorumları ya da ideolojik yorumları dayatıyor. Bu yorumlarla toplumlar sistematik bir biçimde kontrol ediliyor.
·
16 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.