Kitaba başlamadan önce kitabın yazım dilinin ağır olacağı yönünde büyük kaygılarım vardı. Kitaba başlayınca anladım ki endişelerimde maalesef haklıymışım. Kitap için öncelikle yapacağım yorum da bu: Zor okunan bir kitap. Kitap sadece 103 sayfa olduğu için sabredip bitirebildim. Kitap eğer 400-500 sayfa civarı olsaydı muhtemelen yarım bırakırdım. Kitabın baş kahramanı Aschenbach isminde yaşı ilerlemiş bir yazar. Bir gün sokakta gezerken yolda gördüğü bir adamdan etkilenip seyahate çıkmaya karar veriyor. Seyahatinin istikameti de Venedik. Kitap genel olarak iki bölümden oluşuyor. İlk bölümde genel olarak yazarın edebiyat hakkındaki görüşleri aktarılmış. İkinci bölümde ise Aschenbach’ın Venedik’e varışı ve orada gördüğü Polonyalı bir çocuğu gördükten sonra çocuğun güzelliğinden çok etkilenip ona takıntılı bir hale gelmesi anlatılıyor. Yunan tanrılarına takıntılı olan kitabın baş kahramanı çocuğun her hareketinde onda tanrılardan bir parça görmeye başlar. Bu arada Venedik’ten bir salgın başlamıştır… Bu kitap eleştiriye her manada çok açık... Özellikle ahlaki boyutta. Thomas Mann çok bilinen bir yazar. Almanya’nın medarı iftiharlarından. Demek ki genel olarak Avrupalılar bu adam-çocuk ilişkisini bir pedofil ilişki olarak görmemişler, güzelliğe olan hayranlık olarak nitelendirmişler belli ki. Venedik’ten Ölüm okuduğum ilk Thomas Mann kitabı ve sanırım son da olacak. Belki Nobel aldı, belki büyük bir yazar ve düşünür ama bana göre değil ne yazık ki. Kitabın çok ünlü iki seri olan Doktor Faustus ve Büyülü Dağ’ı okuma niyetim vardı ama en iyi ihtimalle bu okuma planını uzun bir süre erteleyeceğim.

Venedik'te ÖlümThomas Mann · Can Yayınları · 20203,668 okunma

·

22 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Özgün Coşkun