Ah tarım devrimi! Ne kadar da ihtişamlı bir kelime değil mi? Tarihin seyrini değiştirecek kadar etkileyici. Düşünsenize traktörler 10 ailenin yaptığı işi tek başına yapıyor tüm topraklar olabildiğince ekilip verimsiz kaderlerine hızla yaklaşıyor. Aileler oradan oraya savrulmaya başlıyor. Her çadırın altında ayrı bir hikaye ayrı bir kaygı. Heryer de tonlarca meyve ve hasat bekleyen pamuklar var. Turuncu el ilanlarında yazıyor, bu iş çiftçileri doyurmaya yeter. Çocukların şeftalilere, üzümlere bakarken ağızları sulanıyor sonra, sonra portakallar birer birer birer çürüyor, üzümler gazap üzümlerine dönüşüvermiş. Bir ülke düşünün hallerine bakmaksızın biri diğerinden sırf şimdilik daha şanslı diye diğerine pislik muamelesi yapabiliyor. Ve üzgünüm böyle hikayeler mutlu bitmez. İşçinin emeğinin çalındığı, insanların açlığının söndürüldüğü hikayeler... Herkes özgürlükten bahseder ama iş fakirlere geldiğinde maalesef özgürlük kasa başı beş centten yukarı çıkmaz. Şimdi al bakalım cebindeki parayla özgürlüğünü... Üstünden ne kadar zaman geçerse geçsin bizler hala tarlalarından savrulup atılmış, üç kuruşa yollarda heba olmuş, toplumunun hazırladığı suçları işlemiş insanlardan öteye geçemeyeceğiz. Niye biliyor musunuz? Eğer hala bilmiyorsanız dilerim hiç öğrenemeyecek kadar şanslısınızdır.

Gazap ÜzümleriJohn Steinbeck · Sel Yayınları · 202035,9bin okunma

·

12 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

İnci Küpeli Kız