Bir ağustos günü bir adam ortadan kayboldu ve bir daha kendisinden haber alınamadı.
Kitap üç bölümden oluşuyor. Ikıncı ve üçüncü bölümde adamın ağzından başına gelenleri okuyoruz.
Enteresan bir kitap. Zaten bu Japon yazarlar bir değişik. Yukio Misima da ,Natsume Soseki de zira öyleydi. Popüler yazar Murakami de aynı şekilde. Farklı teknikleri hayatı farklı biçimlerde yorumlayislari mevzu bahis. Hepsinde de biraz Marguez gibi büyülü gercekcilik, Kafkaesk bir anlatım var.Bilincakisi,varoluşçuluk yine bu kitapta yer alan anlatım biçimleri.
Nerede,nasıl yaşarsan yaşa aslında hepimiz sonuç itibariyle aynı şeyi yapıyoruz. Insanın hayatta kalabilmesi için yapması gerekenler belli. O yüzden zorlamayıp kendimizi bir kum gibi akışa kaptırıp gitmeliyiz diyor yazar.
Not:Klostrofobisi olan kitabi okurken zorlanabilir. Bende olmamasına rağmen üstüme tonlarca kum dökülmüş gibi hissettim