Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

104 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
32 saatte okudu
Büyülü Gerçekçiliğin Gücü Adına: Cıs
Bu kitabın yazarı
Hakan Sarıpolat
Hakan Sarıpolat
ile sitemizin efsane isimlerinden
Metin T.
Metin T.
'yi
1000Kitap İstanbul Okuma Grubu
1000Kitap İstanbul Okuma Grubu
'nda
Miguel de Unamuno
Miguel de Unamuno
'nun
Sis
Sis
kitabının konuşulduğu toplantısında ilk ve son kez görmüştüm. Ortam daha önce hiçbir buluşmada görülmediği kadarıyla kalabalık olduğundan ilk arada ayrılmak durumunda kalmıştım. Fakat o günden aklımda bu değerli iki insanla ilgili şunlar kalmıştı. Metin Bey mi yoksa Hakan Hoca mı söyledi şu an hatırlayamıyorum ama bugünün edebiyatında artık gidilecek son noktanın büyülü gerçekçilikte olduğunu söylemişlerdi. Bu sözleri duyduğumdan beri düşünüyorum ve bugünkü Turhan -bir istisnayla- yerden göğe kadar haklı olduklarını söylüyor. O istisna da büyülü gerçekçi anlatımın yanında bir de bilinç akışında gidilecek noktanın uçsuz bucaksız olduğudur. Her yazarın zihni ayrı çalıştığından tıpkı büyülü gerçekçilik gibi bilinç akışında da gidilecek noktanın bir sonu yok. İncelemenin bu kısmını okuyup kendisine büyülü gerçekçilik nedir, bilinç akışı nedir sorularını yönelten arkadaşlarımız için amme hizmetinde bulunup şuraya birkaç link serpiştireyim. Büyülü Gerçekçilik: youtu.be/CGSKj9KHfLQ Bilinç Akışı Tekniği: youtu.be/yAyuiSp-_uU Bilinç Akışı Tekniği İnceleme Yazısı: ishakedebiyat.com/post/turhan-y%C... Anılara bir son verip gelelim kitabın incelemesine. Sekiz öyküden oluşan bu çalışmada büyülü gerçekçilik kitabın daha ilk metninden başlayarak varlığını bize hissettiriyor. Zincir öyküsünün birinci bölümünde baba Ali İmran'ın öyküsünü anlatılıyor. Bu hikaye hem dil hem de içerik açısından oldukça başarılı. İkinci bölümle metnin sonlandığı dokuzuncu bölüme kadarsa bu sefer güvercin sever oğul Ali İmran'ın öyküsüne konuk oluyoruz. Zincir adlı metnin bu ikinci öyküsünde ise büyülü gerçekçilik bize kuşlar vasıtasıyla kendini gösteriyor. Kitabı okuyan okurların genel görüşü bu metnin harika olduğu yönünde. Ben de bu görüşlere katılıyorum ama bir şerhle. Az biraz yazan, yazdığı öykülerde de büyülü gerçekçiliği kullanmayı seven (özellikle de Ruanda Soykırımı gibi anlatırken insanı oldukça zorlayan konularda) birisi olarak iki öykünün birbirinden ayrılmasını, özellikle oğul Ali İmran'ın öyküsünün biraz daha kısaltılarak büyülü gerçekçi dilin daha da fazla ortaya çıkarılmasını tercih ederdim. Eğer bu iki öykü ayrılmış olsaydı tıpkı James Joyce'un Dublinliler kitabında yaptığı gibi metinler arasına bir zincir konulabilirdi. Kitapta yer alan tüm öyküler, anlatım dilleri itibariyle oldukça başarılı, aksamanın hiç olmadığı, gayet pürüzsüz metinler. Özellikle "Cıs", "Kelebekler" ve "Evde Unutulan Bir Çift Göz" öyküleri içerik açısından diğerlerinden daha farklı ve bana göre daha özel metinler. Kitabı negatif yönde eleştireceğim en temel konu, yazarda var olan büyülü gerçekçi anlatımın öykülerde yeterince yansıtılmamasıdır. Bunun daha da belirgin bir dille yansıtıldığı ve bu dille daha çok bütünleşen içerikteki öykülerin yer aldığı bir kitabı daha fazla beğenebilirdim. Fakat bütün bunlara rağmen -yukarıda da belirttiğim gibi- dil ve anlatım yönünden sorunsuz, nitelik olarak da belirli bir seviyeyi koruyan, bir ilk kitap için gayet güzel seçilmiş öyküler olduğunu düşünüyorum. Son olarak ilk öykü Zincir'den anladığım kadarıyla yazarın bölüm bölüm yazabilmek ve bir öyküyü istediği ölçüde uzatabilmek gibi bir yeteneği bulunmakta. Bu da aslında yazar için bundan sonra gidilecek yolun "roman" istikametinde olması gerektiğini bize söylüyor. Özellikle bir okuru olarak bundan sonraki projede kendisinden büyülü gerçekçi bir roman bekliyorum. Hep Latin Amerika'dan çıkacak değil ya biraz da bizim buranın topraklarından gerçeğin büyüyle buluşması çıksın. (Onat Kutlar'ın İshak'ına ve Latife Tekin'in Sevgili Arsız Ölüm'üne selam olsun.)
Cıs
CısHakan Sarıpolat · İthaki Yayınları · 2021369 okunma
··
1.091 görüntüleme
Liliyar okurunun profil resmi
Giriş benim için de çok keyifli ve çok başarılıydı. Tamam dedim on üzerinden on. Uzadıkça bir şeyler, daha doğrusu yoğunluk eksildi gibi hissettim. Sana da daha önce belirttiğim gibi, Kelebekler ve Evde Unutulan Bir Çift Göz, benim için de özel metinlerdi. Büyülü gerçekçiliği biraz daha güçlü hissetmek isterdim. Yine benzer duygular hissetiren bir kitap olmuş ikimiz için. Hakan Hocamın daha pekçok kitabını zevkle okuruz umarım. Kalemine sağlık. :)
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.