Gönderi

Demir sürgünün açılmasına duyulan umut. Ve o derin sessizliklerde hep birilerinin adımı çağırıyor oluşu. Emin olmak için kulak kabarttığımda sesi gerçekten de duyuyor olmam. Bu hücrede ne umabilirdi insan? Bu hücrede ne öğrenebilirdi? Boşlukta asılı kalan düşüncelerden kendisine savunmalar yapabilirdi. Özgürlüğünün ilk gününe güzellemeler yapabilirdi. Ama bunlar da acı verir bir süre sonra ve özgürlük umudu duvarda bulunan bir çatlağa, o çatlağın kıvrımlarına, ancak bir tırnağın girebileceği kadar aralanmış yarığa indirgenir. Doğal olarak susar insan, bu zorunluluktan susmayı öğrenir, kendini duymayı öğrenir, eylemsizliğin bir görkemi olduğuna inanır. Duvardaki bir çatlağın gelişigüzel kıvrılan damarlarına tırnağını sokma saplantısı, bir hücredeki en anlamlı şeye dönüşebiliyorsa, insanın çevresinde olup biten, onu girdabına alan her şeye bulaşmaya duyduğu tutku anlaşılabilir.
·
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.