Gönderi

İradenin Sınırları
"Bütün insanların sıkıntıları ve çaresizlikleri dış dünyamızda bulunan şeylerden kaynaklanır. Ne yapmalıyım, nasıl olacak, nasıl dönecek, şu olacak mı, ne olacak? Bütün bunlar, kendilerini iradeden yoksun nesneye dönüştüren insanların sözleridir. Çünkü hiç kimse 'Yanlış olanı kabul etmek için ne yapmalıyım?' gibi soruları kendine sormaz. Bir kimse böylesine iyi bir karaktere sahipken bu durumlara karşı öfkelenirse, ona sorarım: 'Neden öfkeleniyorsun? O şey senin hükmün altında değil, emin ol: Doğal yasayı uygulamadan onu kabul etmeye girişme.' Öte yandan, adam arzuları konusunda, amacından sapmamak ve onların adına düşmemek için, kaçınmalarının gerektirdiği üzere kaçındığı durumlarla yüz yüze gelmemek için kaygı duyuyorsa ilk önce onu öperim [severim] çünkü başkalarının arzuladığı ve kaçındığı [dış dünyasındaki] şeyleri bir kenara bırakmış; düşüncelerini bütünüyle kendisine ait olan şeylere yöneltmiştir. Sonra ona şunu söylerim: 'Elde edemeyeceğin şeyleri arzulamak yada kaçınamayacağın şeylerden kaçınmak için çabalamak istemiyorsan, başkalarına ait [başkalarının hükmü altında] olan şeyleri arzulama ve hükmün altında olmayan şeylerden kaçınmaya girişme. Bu kuralı gözetmeyecek olursan [zorunlu olarak] arzuladıklarını elde edemez ve kaçındıklarından uzak durmayı başaramazsın. Bunun zor tarafı nedir? 'Nasıl başaracağım? Nasıl olacak? Şöyle mi olur yoksa böyle mi?' gibisinden sorular sormanı gerektirecek ne var? Olaylar hükmümüzün dışında gelişmiyor mu? 'Evet.' İyiyinin ve kötünün doğası irademizin hükmü altında değil mi? 'Evet.' O halde yaşanan her olay karşısında doğaya uygun davranmak hükmümüz altında değil mi? Sizi bundan alıkoyabilecek kim var? 'Hiç kimse yok.' Öyleyse bana artık 'Nasıl olacak?' diye sormayın.
Sayfa 570 - Şule YayınlarıKitabı okudu
·
6 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.