Gönderi

Ali Kemal hatıralar bohçası Ömrüm'de (1913), Hayret Hoca'nın faziletli bir kişi ve “şayan-ı hürmet” olduğunu kaydediyor. Hele, Arapçadan Türkçeye tercümede benzeri yoktu, diyor. Ama aynı Ali Kemal, “Süpürür ortalığı sevgili bir cübbesi var” diyerek Hoca'nın kıyafetiyle eğleniyor. Sadece benbenliği değil, merdâne ve garip tavırları da var Hoca'nın. Söz gelimi, Maarif Nezareti'nde Encümen-i Teftiş ve Muayene azası iken basılma izni için bakması istenilen Namık Kemal'in tarih kitabına “tab'ı caizdir” yerine, alışılmamış daha hoş olanı “caiz değil, tab'ı müstahabdır” yazacaktır. Kandiye İdadi Mektebi'ndeki edebiyat muallimliğinden istifasının gerekçesi de çok hoştur. “Talebenin kendi lisanları olan Rumcayı altı seneden beri lâyıkıyla öğrenemedikleri hâlde Arapçayı bir senede öğrettiğini; hiçbirinin 'teşekkür ederim' bile demedigini, böyle nankörlere ilim tedrisinin şer'an caiz olmadığını ve istifa ettiğini” söyler.
·
2 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.