Gönderi

120 syf.
·
Puan vermedi
Türk edebiyatında romantizmden realizme geçiş eseri olarak kabul edilen Sergüzeşt uzun betimlemeleri ile dikkat çekiyor ancak bu betimlemeler okumayı zorlaştırmıyor. Dolayısıyla göz korkutmayacak kısa klasiklerden birisi. Esaret konusunu ince bir aşk ile okuyucusuna sunan yazar yaşananları hissettiriyor. Eğitim almış, evin oğlu Celal Bey ile halayık Dilber'in aile için pek tabiki uygun görülmeyen ve sevmek yetmiyor bazen dedirten aşkını dile getiriyor. Aslında yazarın esir ticaretine yönelttiği toplumsal bir eleştiri. " Ağlamak esirligin en büyük hakkıdır. Biz o özgürlüğe sahibiz!" diyorsa bir insan, utanmalı ademoğlu "Ağlamak uğradığımız felaketlere karşı vücudumuzda kalan son kuvvetin çığlığıdır." Dilber'in acı çığlığı duyuluyor satırlarda çünkü küçücük yaşta annesinin sıcağından, vatan topraklarından koparılmış bir hüzün yumağı Dilber. Konaktan konağa satılan, psikolojik ve fiziksel şiddete uğrayan en son aşkı yüzünden yokolan Dilber... Hangi çağda olursa olsun bir canlıya eziyet ediliyorsa asla bize gülümseyen bir Dünya'da yaşayamayacak insanlarız biz...
Sergüzeşt
SergüzeştSamipaşazade Sezai · Karbon Kitaplar Yayınları · 201746,5bin okunma
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.