Anne; sığınılacak bir liman, duasına muhtaç olunan.
Anne; hayattaki en değerli hazine.
Çok değil, Mayıs'ta kaybettim ben onu. Bazen tartışıyoruz, kızıyoruz hatta bazen sıkılıyoruz ya hani ondan. Aslında bu bile ne kadar büyük bir nimetmiş Allah'ın sunduğu. Hatta Allah'ın sunduğu en büyük nimetmiş bu. O kadar büyük ki şiddetinden gözlerimizin kör olduğu. Varlığı hayatınızda o kadar büyük bir yer kaplıyor ki ancak yokluğunda anlıyorsunuz yarattığı boşluğu. Kıymetini bilin dostlar. Sakın ha nankörlük etmeyin bu nimete. Yoksa toprağa sarılmak zorunda kalıyorsunuz. Hani şair diyor ya: "...Ve anneniz karşınızda oturuyorsa oturduğunuz yer tam olarak cennettir." diye. Gerçekten de öyle! Hatta daha ötesi; anne, cennet demek. Ben şimdi cennetimi kaybettim. Ve dünyanın cehennem yüzünü gördüm. Keşke burada olsaydı da ayaklarının altını öpseydim diyecek kadar çok özledim onu. Ama unutmayalım dostlar! Öksüzlük, bir peygamber mesleğidir. Bize de verildiyse eğer, taşıyabileceğimiz içindir. Biliyorum ki boynuzsuz keçinin boynuzlu keçiden hakkını alacağı o hesap gününde, bizi annemize hasret bırakan Allah, bu imtihanın karşılığını elbette ki verecektir.
Anne demek, kapkalın bir yorgan demek aslında
İncecik bir örtü var üzerimde sen gittiğinden beri.