Gönderi

İşgal Yıllarında Azınlıkların Tutumu
(İstanbul'un işgal edildiği sıralarda) Hain ve kozmopolit Beyoğlu, bütün kirlerini sokaklara kusmuştu. İş hanlarından, yüksek binalardan ve şüpheli apartmanlardan sarkıtılan yabancı bayraklar, hele Yunan bayrakları yerlere kadar uzanıyordu. Rıhtımlara, yollara daha şimdiden düşman milletlerin askerleri çıkarılmıştı. Pembe ablak yüzleri, başlarında yana eğilmiş mavi bereleriyle askerden ziyade başka türlü yaratıkları hatırlatan bahriyeli Fransız oğlanları, hem çekingen, hem küstah İngilizler, buralara neden, niçin ve nasıl geldiklerini bir türlü anlayamamış görünen ürkek İtalyan askerleri, hele Yunanlılar! Onlar sanki İstanbul'u Türklerden fethediyorlardı. Sanki onlar 1453'te Türkler Bizans'ı aldığı zaman, her nasılsa buradan ayrılabilen Bizans askerleri idi de, şimdi geri geliyorlar gibiydi. Damlardan, balkonlardan sarkıtılan Yunan bayrakları, süngülerini okşuyordu. Rum kızları başlarına çiçekler serpiyorlar. Ortodoks papazları üzerlerine okunmuş sular saçarak, bu sarhoş fatihleri takdis ediyorlardı. Türk İstanbul ise sessizdi. Sinmemişti, fakat düşünceliydi. Sünmeyen ve düşünen varlıktan ise ancak korkulur.
Sayfa 310 - Remzi KitabeviKitabı okudu
·
14 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.