Biz, bizzat kutsal metinlerin kendi iç mantıklarının da zorlamasıyla Agnendra'nın, Buda'nın, Krişna'nın, Musa'nın ve Mesih'in doğumunun ebedi olan bir ve aynı "nüzul" (iniş) olduğunu kabul etmek zorundayız. Aynı şekilde istisnasız bütün Kutsal Metinler'in bizden açık ça kendi Zat'ımızı tanımamızı ve bununla beraber bizim Zatımız olmayıp da yanlışlıkla "zat" dediğimiz şeyi de bilmemizi istediğini kabul etmeliyiz. Ayrıca Kutsal Metinler bizim ne isek o olmamızı sağlayan Yol'un, bizden kendi varlık bilincimizi ve kendi varlığımızı bizim olmadığımız şey ile yanlışlıkla özdeşleştiren herşeyin kökünü kazımamızı ister. Aksine, "ben düşünüyorum" ve "ben yapıyorum" derken bizim sadece öyle olduğumuzu düşündüğümüzü bilmemizi ister. "Saf' olmak (Shuddha), kendi Zat'ımızı ona ilişen bütün fiziki, psişik, cismani ve zihni her şeyden ayırmaktır. Kendi Zatı'mızı bunlardan herhangi biriyle öz deşleştirmek, hırsa dayalı her türlü yanılgının en kötüsü ve halen "bir kimse" olarak varlığını devam ettiren hiç kimsenin kurtuluşa eremediği "kendi" ızdıraplarımız ve "kendi" ölümlülüğümüzün yegane sebebidir.