Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

304 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
42 günde okudu
Magdalena Carmen Frieda Kahlo Calderón veya sadece Frida; son sergisine ambulans arabası ile gelen Frida, bir elinde sigara diğer elinde tekila şişesi, kendi hayatı ile dalga geçermiş gibi yaşadı. Bol kahkahalı ve küfürlü konuşma tarzı vardı, Salvador Dali’yi ressam olarak görmezdi ‘’olsa olsa, o da zorlayarak, görüntü üreticisi denebilirdi’’demişti, Picasso ise Diyego’ya ’’Ne sen, ne Derain, ne de ben, Frida Kahlo gibi yüzleri çizmeyi bilmiyoruz…’’ diye mektubunda yazdı. Sürrealist akımının kurucusu Andre Breton’nun kendisini kesinlikle sürrealist olarak kabul etmeyen Frida’ya ‘’Siz bir gerçeküstücüsünüz’’ dediklerinin üzerine ‘’Hayır, ben gerçeküstücü değilim. Bütün bunlar, gerçeğinden fazla gözde büyütülmüş şeyler. Oysa ben en azından bir şeyden eminim: Kendi gerçeğimi resmediyorum’’, diye cevap verdi. Röportaj esnasında ona boş zamanlarında ne yaptığı sorusuna tereddütsüz ’’Aşk yapıyorum efendim…’’diye cevap verdi. Asi, isyankar, bir kalıba sığdıramadığımız kişiliğini babasının Alman olup Aşkenaz kökenli oluşuna mı (bazı kaynaklarının bunu yalanladığı) yoksa Meksikalı annesinin ta Kızılderelirerinin soyuna dayanmasına mı borçludur bilinmez. İyi bildiğimiz tek şey Frida’nın çocuk yaşta geçirdiği poliomyelit hastalığından sonraki büyük kaza… Sağ kurtulmayı başardı ve ard arda yapılan ameliyatların sonrasında uzun bir iyileşme sürecine girdi. Diyego Rivera ile aşk ve evlilik hayatı bir yandan anlamsız görünse de birlikte olmalarına birden çok sebep vardı, küçümsemeye gelmez sebeplerinden bir tanesi – bir birlerini çok iyi anlayabilir olmalarıydı. Bir diğer sebep ise ikisinin de komünist olmalarıdır. Frida’nın evdeki kitaplıkta Marx, Lenin, Stalin’in yazdığı ve okunmaktan yıpranmış hale gelen birçok kitabı vardır. Yatağının başucunda da Marksizm-Leninizm akımının kurucuları ve onların izlerinden giden kişilerin portreleri var, bilhassa Mao Zedong’un portresi eskimiş güzel ahşap çerçevesindedir. Frida’nın tekerlikli sandalyesinin yanında şövalenin üzerinde yarım kalmış Stalin portresini duruyor; sert ve ciddi yüz ifadesi, üzerinde beyaz tören kıyafeti var ve sadece tek omzundaki apoleti çizebilmiştir, ikincisini çizmeye ömrü nihayet göstermedi. ... Diyego’nun Frida’yı durmaksızın aldatması, Frida da sütten çıkmış akkaşık değildi… Mavi Evinde Rus devrimci Trotski ailesinin bulunması, Diyego’nun Mayakovski ile tanışıklığı… Bohem hayat yaşayan bu ikiliyi nasıl anlayalım … Frida’nın son senelerini fiziksel ve duygusal çöküntülüğünü bastırabilmek adına ilaçlara, içkilere, uyuşturucuya bağlanması… Otuzdan fazla ameliyat geçirip ve hayat boyu korseleri kullanmak zorunda olan, Frida, sana kim ne diyebilir ki! Onun çizdiği resimler; onlarca, yüzlerce… Onlardan bir tanesi ‘’Henry Ford Hastanesi’’; kadın ressam kendi can acısını portresine aktarırken herkes ona baktığından soğuk kanlılığını koruyamaz iken o bunları yaşayıp haykırıyordu. Dışarıda, arkadaşları ve dostları ile çok gülüyordu, sanki hayatta en mutlu insan oymuş gibi, ama içindeki annelik duygusu, evlat sahibi olamamanın verdiği hayal kırıklığını hep üzerinde taşıyordu. Asıl gerçek yaşadıklarını ve karakterini onun tablolarda ve güncesinde görebiliyoruz. Hayatının son 10 yılını günce tutarak devam ettirdi, Frida’nın vefatından ancak 40 yıl geçtikten sonra Meksika’nın arşivlerinden çıkartılıp yayınlanmıştı. Güncenin 170 yaprağı Frida’dan kalan mirasının bir parçasıdır.
Frida Kahlo
Frida KahloRauda Jamis · Everest Yayınları · 20184,693 okunma
··
92 görüntüleme
Emire Nişli okurunun profil resmi
Merhaba Nina Hanım'cığım, yine her zamanki gibi doyurucu ve güzel bir incelemeyle geldiniz. Ellerinize, yüreğinize sağlık. Çok isteyip de henüz okuyamadığım kitaplar arasında Frida Kahlo. Ama buna rağmen adını duyduğum ilk günden beri araştırmaya çalıştığım ve merak ettiğim marjinal bir kadın oldu. Az çok bende bıraktığı edinimi paylaşmak isterim dilim döndüğünce. Frida Kahlo deyince ilk aklıma yer eden sözü; "Ben aşkın, acının ve devrimin kadınıyım." demesidir. Gerçekten de öyle. Yaşamı acılarla ve kederle dolu bir kadınmış. Yaşamını kısıtlayan bedensel ve ruhsal acılarını, bunalımlarını, hatta cinselliğini bile cesurca resmetmiş sıra dışı tuvallerine. Yeteneği kadar cesareti de hayranlık uyandırıcı bana göre. Oldukça marjinal, özgür ruhlu ve devrimci bir kadınmış Frida Kahlo.Tüm acılarına rağmen savaş vermiş, direnmiş hayata. Frida, kanımca, kendisini defalarca aldatan ve her seferinde affettiği kocası Diego'yu kendini haketmediğini de düşünmüştür. Değer görmediği halde yanında olmanın, onda yarattığı yalnızlık ve değersizlik duygularıyla Tekila ve sigarayı arkadaş edinmiştir. "Beni anlamadın demeyeceğim. Beni anladın. Zaten en dayanılmaz acı buydu. Sen beni anladın. Anladığın halde canımı yaktın." "Ben, uçmak isteyip de uçamayan bir kuş gibiydim"
Nina okurunun profil resmi
Paylaşımınız için teşekkür ederim, Emire Hanım. İleride bu kitabı okuyacağınız için size önermeme gerek kalmıyor ama okumayı düşünüp kararsız kalanlara tavsiye ederim, hayali karakter değil gerçek yaşanmış hayat mücadelesi ile dolup taşan bir insanın, bir kadının öyküsü. Diyego ... ''Bir kadını ne kadar çok seviyorsam o kadar da onun üzülmesini isterim'' demişti Diyego Rivera. Bu söylediklerinden onun Frida'ya karşı davranışlarının belki bir cevabı olabilir.
dostamisc okurunun profil resmi
Nina Hanım güzel bir inceleme yapmışsınız, ellerinize sağlık. İncelemelerinizi gerçekten beğenerek okuyorum ve nadide incelemeler yapıyorsunuz bunu özellikle belirtmeliyim. bırakmayınız lütfen. Devam...
Nina okurunun profil resmi
İncelemelerin genel anlamda göz ardı edilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Okumuş ve inceleme yapmış olan bir kişi için kitabının daha uzun süre akılda kalabilmesini sağlayabilir, henüz okumamış arkadaşlar için ise küçük bir bilgi birikimi sunulmuş oluyor, ki bu bilgi sayesinde kitabı okuma isteği uyandırılabilir diye düşünüyorum. İncelemelerimi beğenmeniz ve diğer arkadaşların tarafından beğenilmesi kim olursa olsun hoşuna gider tabii ki. Yorumunuz için teşekkür ederim, Dostamisc Bey.
. okurunun profil resmi
Uzun süredir okumayı düşündüğüm kitap ve inceleme çok güzel detaylı anlaşılır olmuş elinize sağlık.
ali sahin okurunun profil resmi
Inceleme icin emeğinize sağlik ama yazilanlar beni biraz rahatsiz etti şöyleki ressam siradan biri olsa cok önemli değil devrimci oldugu eside ki keza oyle ancak belli basli ilkelere uymadigi buda bir cok sanatcida gorulen anarsist bir ruh yapisindan kaynaklanir bir kisi kim ve ne olursa olsun tek basina hictir ve cabuk biter devrimcilerin kadin sorununda bilfigim en bas ilkesini Vlademir iliç net koyar " TEK EŞ TEK AŞK " Bu ilke bir devrimci için mihenk taşidir ulkemizdede carsaf gibi sevgili degistiren sozum ona solcularda bu anarşist statuye girer ayrica kitabi mutlaka okuyacagim ressamin meksika devriminde rolü ne olmustur bilirsiniz Meksika ozellikle Zbatanin onddrliginde buyuk koylu ayaklanmalarini yasamis ve devrimin cok aci kanla bastirildigi bir surec yasamaistir iste tum bu durumda ressamin tavri eserlerinin bicimide sinifsal karekterini belirler ben kahloyu bir devrimci degilde ilerici bir kucukburjuva olarak gordum tum bu yazilanlardan ama kitabi mutlaka okuyacagim fikrim degisirse mutlka yeni gorus belirticem ulkemizd de sevrimci ressam girmek isterseniz abidin dinonun resimleri yakin tarihtende ali taygun ornek gosterilebilir saygilar ..
Nina okurunun profil resmi
Okuduğum kitabı acaba yanlış mı değrlendirdim diye kendime soruyorum.Siz kitabı okuduğunuzda kesin karara mutlaka varacaksınız.Bense kendi düşündüklerimi biraz daha netleştirmeye çalışacağım.Frida'nın küçük yaştan itibaren ve hayatın son nefesine kadar verdiği mücadeleye hayranım.Evet,sanat camiası farklı yaşam tarzı ile meşhurdur ama onu değerlendirmeye gereği duymuyorum.Bilirsiniz parlak fikir uç kutuplarda yaşamayı sevenlerden doğar,işte Frida ve Diyego canlı bir örnektir. Düşüncelerinizi paylaştığınız içi teşekkür ediyorum.
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.