Merhaba Nina Hanım'cığım, yine her zamanki gibi doyurucu ve güzel bir incelemeyle geldiniz. Ellerinize, yüreğinize sağlık. Çok isteyip de henüz okuyamadığım kitaplar arasında Frida Kahlo. Ama buna rağmen adını duyduğum ilk günden beri araştırmaya çalıştığım ve merak ettiğim marjinal bir kadın oldu. Az çok bende bıraktığı edinimi paylaşmak isterim dilim döndüğünce.
Frida Kahlo deyince ilk aklıma yer eden sözü;
"Ben aşkın, acının ve devrimin kadınıyım." demesidir.
Gerçekten de öyle. Yaşamı acılarla ve kederle dolu bir kadınmış.
Yaşamını kısıtlayan bedensel ve ruhsal acılarını, bunalımlarını, hatta cinselliğini bile cesurca resmetmiş sıra dışı tuvallerine. Yeteneği kadar cesareti de hayranlık uyandırıcı bana göre. Oldukça marjinal, özgür ruhlu ve devrimci bir kadınmış Frida Kahlo.Tüm acılarına rağmen savaş vermiş, direnmiş hayata.
Frida, kanımca, kendisini defalarca aldatan ve her seferinde affettiği kocası Diego'yu kendini haketmediğini de düşünmüştür. Değer görmediği halde yanında olmanın, onda yarattığı yalnızlık ve değersizlik duygularıyla Tekila ve sigarayı arkadaş edinmiştir.
"Beni anlamadın demeyeceğim. Beni anladın. Zaten en dayanılmaz acı buydu. Sen beni anladın. Anladığın halde canımı yaktın."
"Ben, uçmak isteyip de uçamayan bir kuş gibiydim"