Bir çiftlikte yaşayan hayvanların kendilerini ezen ve sömüren insanların yönetimini devirip eşitlikçi bir toplum oluşturdukları; ama zamanla, kurnaz ve iktidar düşkünü domuzların, devrimi yolundan saptırarak, insanların yönetiminden nerdeyse daha baskıcı ve acımasız bir diktatörlük kurdukları Hayvan Çiftliği'nin iki uçlu bir yergi mızrağı taşıdığını düşünüyorum.
George Orwell'in 1930'lar ve 1940'ların Sovyetler Birliği'ne yönelttiği taşlamanın özünde, yaklaşık yarım yüzyıl sonra çöküntüye uğrayacak olan sosyalist uygulamanın bağrında yatan düşkünlüklerin bulunduğu kanısındayım. Ama Orwell'in, hayvanlar tarafından yönetilen çiftliği yıkmaya çalışan "dış dünya"ya, daha somut bir deyişle öteki çiftliklerin sahibi olan insanlara yönelttiği eleştirileri de göz ardı etmemek gerekir.
İyi okumalar!