Kocasından sıkılan 9 aylık hamile Trudy ; sığ,çıkarcı, pislik ve üstelik kocasının kardeşi olan lanet adamla yaşamaya başlar ve evden kovduğu kocasını öldürmek için planlar yapmaya başlarlar. Ama tüm planları yaparken farkında olmadıkları bir tanıkları var, karnındaki bebegi. Kitabımız karakterin konuşmalarından çok bebeğin düşüncelerini ve monologlarını okuyoruz. Trudy kocasından çok sıkılmış,aşkı bitmiş ama içinde yaşadığı ve kocasına ait olan koskoca bakımsız ama çokta değerli bir ev var. Bu ev için cinayet planlıyorlar zaten.Tüm olaylarda en çok bebeğe üzülüyorsunuz okurken. Çünkü bu keşmekeşin içinde unutulan bir tek o. Babasını, annesinin tehlikesine karşı uyarmaya çalışan bebek -romanı okuyunca bebeğe birey gözüyle bakıyorsunuz- hiçbir şey yapamadan olaylara tanık olmanın acısını yaşar. Annesine ‘Cani’ der ancak bu caninin sevgisine ve merhametine ihtiyacı vardır. Katil olsa bile annesinden ayrılmak istemez. Hapishane fikri bile cazip görünür ona. Ya da katillerle beraber özgür yaşamak yeter ki sevgili annesi onu bırakmasın. Zaten kitabın sonunda öyle bir sahne var ki bebeğin tüm sevgisini hissediyorsunuz. Tüm kitabı anlatmışsın demeyin zaten arka kapak ve ilk sayfalarda tüm olaylar çözülüyor, önemli olan bebeğin monologları ve sonu bence. Yazarın okuduğum ilk kitabı aslında bir kitabına daha başlamıştım. Kitabım kaybolunca bitirememiştim. Üslubunu çok beğendim. Tüm kitaplarını alıp okurum herhalde. Okuyun ve okutunuz efendim.

Fındık KabuğuIan McEwan · Yapı Kredi Yayınları · 20171,123 okunma

·

109 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Duygu Can ALP