Gönderi

Dedemi gerek kışın gerekse yazın, ikindiden sonra karanlık çökene kadar damın üzerinde görürdük. Omuz boyu karlar yağardı. Evlerin arasında yürümek böle zorlaşırdı bazen. Temizlenirdi ve damlardan atılırdı kar. Hangi gün olursa olsun kar yığışı veya tipi filan olmadıkça damın üzerinden aşağılara, ovaya, yollara bakar dururdu. Yaz aylarında yine damın üzerinde. Bizim o günkü çocuk dünyamızda "dede" demek, akşamdan iki saat önce damın üzerine çıkan ve saatlerce uzaklara bakan uzun boylu bir adam demekti. Uzun boylu, gümrah, siyah sakallı mübarek bir adam. Anlayamazdık neden o kadar zaman damdan baktığını. "Dedem yine dama çıkmış," derdik çocuk halimizle. Gülerdik bazen. Yüzümüze bakar gülümserdi. Bazen çocuklarına talimatlar verirdi: "Seyfullah, ata binip yola çık. Filan yerde bir koyun kalmış, onu getir." "Rıza, bir misafir geliyor. Gülçehre'ye söyle yemek yapsın, çay demlesin, yağ bal koysun; ikramda bulunalım." "Feyzullah, Sait gidin. Kepenek yol ayrımında birisi var, yorulmuş belli, ona bal yağ götürün, ekmek ve su götürün. Eğer geliyorsa gelsin bize misafir olsun, gelmiyorsa da gideceği köye bir şeyler yemiş olarak rahatça ulaşasın." Böyle davranıyordu. Biraz daha büyüyünce anlamıştık ki dedemiz yolda kalanlara yardım ediyor. Yardıma muhtaç olanlara yardım etmek için ikindi sonrası sürekli damın üzerinde. Çok sonraları öğrendim. Babam rahmetli söylemişti: "Oğlum, deden yardım için uzun uzun damdan bakardı elbette. Ancak her gün aynı zamanda Sibirya'da kalanlardan birisi daha geri döner mi diye de bakıp bakıp ağlardı bazen." Bunu duyunca öylesine burkulmuştu ki içim ve öyle bir acı vurmuştu ki kanatlarını kalbime, anlatamam. Yüzlerce, binlerce insan götürüyor Ruslar. O yöreden dedemin tanıdıkları, akrabaları, pek çok insan. Babası yolda, trende ölüyor. Cesedini vagondan atıyor Rus askerleri. Tahayyül edilmesi zor bir acı. Birçok arkadaşıyla beraber Sibirya'ya götürülüyor. Yüzlerce tanıdığı insan telef olup gitmiş. Kendisinden başka dönen yok. Meğer dama her çıktığında yeni bir umutla ufka bakarmış. Birisi daha oradan dönecek mi diye bakar bakar ağlarmış.
Sayfa 35 - TİMAŞ YAYINLARI / 1. BÖLÜM: TOPRAK / YARDIMSEVERLİK: BEKİR AĞA'NIN YOLUKitabı okudu
·
23 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.